HORASAN : silisi,mil,kireç,yumurta akı,bazı maden
tozları ,cam tozlarıile mermer karışımında elde edilen bir çeşit yapı
işlerinden kullanılan malzemedir. Bu harcın içine boyada katılarak
istenilen her reng verilerek orjinal kayadan ayırt etmek çok zordur.
SİLİS: Kum, çakmaktaşı, kuvars gibi silisyumun oksijenli bileşimlerine verilen ad.
MİL:Selin sürükleyip getirdiği çok küçük taneli çamurlaşmış kum ve toprak karışımıdır.
Bu yukarıda bahsedilen horasan tamamen değerli şeylerin toprak altına
veya kaya içlerine saklanmasında kullanılmıştır.Bu çeşit define saklama
amaclı yapılmış horasanda yine 2 çeşittir.birincisi kapak olarak yapılan
ikincisi bu kapağı kayaya tutturmak için yapılmış olan
sıvasıdır.Yukarıdaki resimde gördüğünüz bir kapak horasanıdır dikkatli
bakarsanız 2 renkli olduğunu görürsünüz.Dış yüzey kısmını ana kaya rengi
yapılırki fark edilmesin resme bakarsanız ana kaya rengi kum rengi
olduğunda aynı renk yapılmış iç kısmı ise mavimsi bir renktir.
bu horasanı kırmak çok zordur buna balyoz vursanız otomobil lastiğine
vurmuş gibi geri teper.hilti ile kırmaya kalksanız murç kızarır
dakikalar sonra çok küçük bir parça koparırsınız.böyle bir durumda
yapılması gereken teknolojiden faydalanmak AKFİL FRACT.AG
kullanmak delik deleceksiniz ve bu malzemeyi içine döküp kırılmasını bekleyeceksiniz sessiz ve tehlikesiz bir şekilde sitesi http://www.akfil.net/ http://www.akdag1.com/ çözüm %100 garanti.
sıva olarak kullanılan horasanı ise zorda olsa hilti ile kırmak mümkündür.
Birde geçmiş uygarlıkların yapılarında kullandıkları horasan tipi vardır.aşağıda bu horasan hakkında bilgiler yer almaktadır:
"Tuğla kırığı ve kireç kullanılarak hazırlanan horasan harcı ve sıvaları
tarihi yapıların inşasında kullanılan en önemli bağlayıcı
malzemelerdendir. Tarihi yapıların korunmasına yönelik yapılacak
müdahalelerden önce bunların özelliklerinin bilinmesi ve bu özelliklere
sahip harç ve sıva üretilerek koruma çalışmalarının yürütülmesi
gerekmektedir. Çimento gibi bilinçsizce seçilen malzemelerle yapılan
müdahaleler, tarihi yapıların bozulma sorunlarını artırmaktadır. Bu
nedenle, çok sayıda araştırmacı tarihi yapılarda kullanılan harç ve
sıvaların özellikleri üzerine çalışmıştır. Bu çalışmalar Eric Hansen ve
arkadaşları (2003) tarafından toplanmış ve sınıflandırılmıştır. Bu
bibliyografya, konu ile ilgili araştırma yapanlar için önemli bir
kaynaktır.Horasan harçlarının özellikleri birçok tarihi yapıdan alınan
örneklerde incelenmiştir. Bunlardan Rodos, Venedik ve Girit’teki bazı
Bizans ve daha geç dönem yapıları ile İstanbul’da Ayasofya’da kullanılan
horasan harçlarının, kireç/ tuğla tozu oranlarınn 1:4 ile 1:2 arasında
değiştiği saptanmıştır. Bu harçların XRD analizlerinden bağlayıcı
malzemenin, kirecin karbonatlaşması sonucu oluşan kalsit kristalleri ve
tuğla tozu ile kirecin reaksiyonu sonucu oluşan kalsiyum, silikat ve
alüminat hidratlardan oluştuğu gözlenmiştir. Bu örneklerin 200-600 °C da
kalsiyum silika ve alümina hidratlarda bulunan su kaybından ve 700-900
°C da kalsitte bulunan karbondioksit kaybından meydana gelen ağırlık
azalmalarının oranlarından, harçların hidrolik özellikleri hakkında
bilgi edinilmektedir.Agrega olarak kullanılan tuğlaların yoğunlukları;
kireç taşı, granit, bazalt vb. agregalardan daha düşüktür. Bu nedenle,
horasan harçları daha hafif ve daha yüksek çekme dayanımına sahiptir.
Ayasofya’nın kubbesinde kullanılan horasan harçları bu durumu
örneklemektedir. Horasan harçlarının yanısıra kubbede kullanılan yapı
tuğlaların da çok gözenekli ve düşük yoğunlukta olması kubbenin depreme
daha dayanıklı olmasını sağlamaktadır.Ülkemizde horasan harçları ve
sıvaları üzerine yapılmış çalışmalar sınırlı sayıdadır.Konu ile ilgili
ilk çalışma, Süheyl Akman ve arkadaşları tarafından
gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, Bizans devrinden kalma bir sarnıçta
kullanılan horasan harçlarının basma dayanım değerleri belirlenmiş ve
onarım amaçlı horasan harçları üretilerek bunların basma dayanım
özellikleri incelenmiştir. Bu çalışma, aynı zamanda horasan harçlarıyla
ilgili eski yazılı kaynakları içermesi açısından da önemli bir
çalışmadır. Horasan harcı ve sıvaları üzerine daha sonra yapılan
çalışmalarda, bazı tarihi yapılardan toplanan örneklerin fiziksel
özellikleri, kullanılan hammadde oranları belirlenmiş ve laboratuvar
koşullarında horasan harcı üretilmiştir. Onarım amaçlı horasan harcı
hazırlamaya yönelik olan çalışmaların kısa süreli olması ve kireç ile
karıştırılan tuğlaların doğru seçilememesinden dolayı amacına ulaştığını
söylemek güçtür.Osmanlı döneminde horasan harcı hazırlamada
kullanılacak tuğlaların yeni ve iyi pişirilmiş olması koşulu
şartnamelerde belirtilmiştir. Bize göre, buradaki iyi pişirilme,
tuğlanın hammaddesi olan killerin tamamının amorf hale dönüşümün
sağlanmasının gerekliliği ile açıklanabilir. En fazla amorf malzemenin
elde edildiği sıcaklığın 550-600 °C da gerçekleştiği bilinmektedir. Yeni
pişirilmiş olması ise tuğlanın su ile temas etmeden kullanılarak
reaktifliğini yitirmemesinin gerekliliği ile açıklanabilir.Çünkü, su ile
aktif hale gelen amorf silikalar, silisik asit üreterek tuğlada olması
muhtemel karbonatlarla reaksiyona girerek reaktifliklerini
yitirmektedir. Bu koşulların eski şartnamelerde yer alması, horasan
harcı ve sıvası hazırlanması ile ilgili oluşan yılların deneyimini ve
birikimini ifade etmektedir. Bu birikim, çimentonun yapı malzemesi
olarak kullanılmaya başlanması ile birlikte yok olmuştur.Konuyla ilgili,
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde TÜBİTAK tarafından desteklenen bir
çalışma başlatılmıştır. Bu çalışmada tarihi horasan harcı ve
sıvalarında kullanılan tuğlaların puzolanik özellikleri araştırılarak,
onarımlar için hazırlanacak yeni horasan harcı ve sıvalarında
kullanılacak tuğla malzemelerin özellikleri belirlenecektir.Çalışma
kapsamında, daha önce temel fiziksel özellikleri belirlenmiş üç tarihi
hamam yapısından toplanan harç ve sıvalarda kullanılan tuğlalar
incelenmektedir. Bu yapılar; 14. yüzyıl yapılarından Bursa’da bulunan
Ördekli Hamamı ile 15. yüzyıl yapılarından Edirne’de bulunan Saray ve
Beylerbeyi Hamamlarıdır.İncelenen horasan harcı ve sıvalarında
kullanılan kireç ve tuğla kırıkları oranları 1/1 ve 1/2 arasında
değişmektedir. Harçlarda kullanılan tuğla kırıklarının boyutlarının sıva
katmanlarında kullanılandan daha büyük olduğu görülmüştür. Örneklerin
dokuları incelendiğinde, kireç ile tuğla kırıklarının birbirine iyi
bağlandıkları gözlenmektedir. Bu, kireç ile tuğla kırıklarının çok iyi
karıştırıldıklarını göstermektedir. Aynı şekilde horasan harçları ile
yapıda kullanılan tuğlalar da birbirlerine iyi bir şekilde bağlanmıştır.
Horasan harcı ve sıvaları hidrolik özelliklerinden dolayı suya karşı
dayanıklıdır. Hamam yapılarındaki sıvalar, su ile doğrudan veya yüksek
nemin duvarlarda yoğunlaşması sonucunda sürekli temas halindedir.
Sıvanın yapısında bulunan kalkerleşmşl kireç (CaCO3), gözenek suyunun
içinde çözülmekte ve yeniden çökelmektedir. Bu süreçte, sıva tabakası
bozulmaya uğrayarak tabakalara ayrışmasına karşın, çöken kalsiyum
karbonat sayesinde kopmamaktadır. Bu gözlemler, horasan harcı ve
sıvalarının ıslak mekânlar için kullanılabilecek en uygun malzemeler
olduğunu göstermektedir.Tuğla kırıkları içinde bulunan amorf yapılar
kireç ile reaksiyona girerek kalsiyum silikat hidratları ve kalsiyum
alüminat hidratları oluşturmaktadır. İncelenen örneklerde bu oluşumların
saptanması kullanılan tuğla kırıklarının puzolanik özelliğe sahip
olduğunu göstermektedir. Bu ürünler harcın basma dayanımını
artırmaktadırlar.Çalışma sürecinde Saray Hamamı’ndan alınan bazı geç
dönem horasan sıva örneklerinin daha fazla bozulmaya uğradıkları
gözlenmiştir. Bu bozulmanın sıvalarda oluşan etringit kristallerinden
kaynaklandığı saptanmıştır. Etringit kristalleri, alçının varlığında
yüksek sıcaklıklarda ve nemde tuğla içinde bulunan metakaolin ile
kirecin reaksiyonu sonucu oluşmaktadır. Bu gözlem, alçı katılan horasan
sıvaların, hamam sıvası olarak kullanılmasının uygun olmadığını
göstermektedir. "
!doctype>
0 Yorumlar: