26 Nisan 2021 Pazartesi

Arazide kaya üstündeki işaretler

 

Definecilerinde çok dikkat ettiği şey kayalardır aslında bir taraftanda en kolay para kayalarda olduğu için hep gözdedir. Peki bu konuda ne kadar bilgi sahibisiniz buda tecrübeye dayalı bir durumdur. Her işaret aynı anlama gelmez her gömüyü koyanın düşüncesi farklı olacaktır,en temelinde zaten gerçek bir işarete denk gelen bir defineci o bölgeden ayrılmayıp sonuca varana kadar araştırma yapacaktır,tabi bu durumda teknik bilgi,arazi bilgisi ve cihaz imkanıda işin içine giriyor. 

           Peki hiç biri yok ise neler yapabilirsiniz zor bir maroton olsada sizlerde öncelikle o bölgeyi ovucunuzun içi gibi öğrenene dek araştırma yapmalısınız sonrasında internet üzerinden gerekse eski tarih kitaplarından o bölgenin eski tarihi bilgilerine sahip olmalısınız,çevrenizde eski yaşıyan yaş itibari ile eskilere hakim olan insanlardanda bilgi toplıyabilirsiniz bilgi herşeydir. Gelelim teknik çihazlara bu konuda ne yazıkki  piyasada dedektörcülerin üçkağıtcılığı yüzünden herkes mağdur olup hevesi kırılıyor ve inancı bitiyor sahtekar insan herşeyde sahtekardır ama define işi ümit işi oldugu için sahtekarlarında en sevdiği şey oldugundan genel anlamda tüm dedektör firmaların üçkağıtcı gözüyle bakmanız gayet doğal ve doğrudur. 

           Doğru dedektörü yada teknik ekipmanlara nasıl ulaşabilirim diye düşünüyorsanız öncelikle yapabiliyorsanız kendiniz öğrenin yapamıyorsanız yapan kişileri bulun tabi ne kadar dürüst biri oldugu sizin şansınıza ve bahtınıza tüm dedektör şirketleri çoğu sahtekar diyebilirim ama çoğu dürüst diyemem umarım  dürüst birini bulursunuz. Benim tecrübelerimi sizlere paylaşmam gerekirse teknik ekipmanları maddelere ayırıyorumum  önce düzgün bir alan tarama ile boşluk modunda arama yaparak başlangıç noktası belirlerim,buldumğum noktada ayrımları test ederim metal mod,gümüş mod,boluk modu bu modları test ettikten sonra zaten kafanızda belirli bir program oluşacaktır, Alan tarama ile derinlik alabiliyorsanız yada kullanan kişi alabiliyorsa belirlenen derinlikte örnek olarak 5 metre bir derinlik bilgisi var dedektör olarak 5 metreyi rahat görebilecek bir dedektör bulun ama gidipte altın dedektörü kafasında aramayın altında bir metaldir bu yüzden kaliteli metal dedektörü bulun ayrım olması zorunlu değil ve buldugunuz noktayı tarayın küçük ötmeler varsa belirlediğiniz alanı temizleyin gerekirse 20 satim gibi geniş çapta kazın yine veri gelmiyosa derinletebilir her 10 santimde bir cihaz testi yapabilirsiniz çihaz alanı temizlediğinizde daha stabil çalıştığını göreceksiniz,peki dedektör derinliği görmez ise ya alan taramanın verdiği derinliğe güvenip kazı yapacaksınız yada daha derine gidebilen görüntüleme cizhazları kullanacaksınız. görüntüleme diyorum kesinlikle gprs ile sözde noktalama yapan sahtekarlara kanmayın öğle birşey yok olmıyacakta olursa zaten define işi biter yer altında define kalmaz. 

          Herşeyi hallettik görüntüleme cihazındanda altın yada metal verisi aldınız kazmanız için sebebler artmaya başlıyacaktır,bu anlattıklarım bir günde 80cm kaz kaç tarzındaki kazıcılar dikkate almasın işinizde ciddi iseniz tek noktada odaklanın arı gibi gülden güle atlamayın diğer yerlerinizi unuttun bulduğunuz noktayı sonlandırana kadar gerekirse günlerce gerekirse aylarca yada yıllarca farketmez sonlandırana kadar devam edin umurım hedifinize ulaşır yer altında yatacağına biri nasiplenir dileğiyle  bu  yazımda muhabbet havasında olsun kısa kısa anlattım bu tarz bilgi edinmek istiyorsanız bana e-posta yolu ile yada definetv facebook kanalından yada youtube kanalından ulaşabilirsiniz...

Youtube Kanalı https://www.youtube.com/channel/UCVPF6sCy1rMrjEpL1ixCoLQ

Facebook Sayfası  https://www.facebook.com/definetv

6 Ocak 2017 Cuma

Doğu İngilterede bulunan sikkeler
Doğu İngiltere’de, metal dedektörcülüğü yapan kişiler, Roma Dönemi’ne ait sikkelerden oluşan, bugüne kadar bulunmuş en büyük defineyi buldular.
Aşağı Seaton Definesi tam tamına 22.000 sikkeden oluşuyor. İngiliz Müze Nümizmatikçisi, MÖ. 260 ve 340 yılları arasına tarihlendirilen sikkeler hakkında: “Bu define, bir kişinin özel bir birikimi, ticari bir para ya da asker ödeneği olabilir” dedi. Definenin bu göz kamaştırıcı büyüklüğüne rağmen, sikkelerin değersiz bir alaşımdan yapıldığı ve tüm sikkelerin yalnızca birkaç altın değerinde olduğu belirtildi.

12 Mart 2016 Cumartesi

Giresunda Yeraltı Kenti Arıyorlar
GİRESUN - ‘Kırım Kralığı’na ait dedikleri yeraltı kenti ve hazinesini bulmak için 50 gündür Giresun’un Bulancak ilçesinde, 2 bin metre rakımlı yayladakazı yapan defineciler, 34 metreye indi.
Valilik izniyle yürütülen kazıda gözetleme kulesinden kente doğru indiklerini düşünen Turan Gögerçin, artık odalardan birinin kapısına ulaşmayı umuyor.
Bahri Karakaya da umutlu: “Bulunduğumuz kuyuda Horasan denilen maddeyi kırarak ilerliyoruz. Çok sert bir madde ve günde en fazla 60 santim ilerliyoruz. Buradaki bulgular, etrafta bulunan mezar kalıntıları bize defineye ulaşacağımızı gösteriyor.”
Giresun Valisi Mustafa Taşkesen ise temkinli konuştu: “Kazı ekibinin iki aylık izni var. Bu süre dolunca kazı da duracak. Ancak yeni bulgulara rastlanılırsa kazı sürecek. Şayet önemli buluntuya rastlanırsa kazı genişleyecek. Belki ören yeri haline gelecek. Heyecanlıyız. Bekliyoruz.” Vali Taşkesen’in beklediği ‘sürpriz’ bu bölgede milattan önce 2 binli yıllarda yaşadığı iddia edilen atlı göçebe kavim Kimmerlere ait kalıntılara ulaşılması...
Yaklaşık iki aydır ailesinden uzakta define peşinde koşan Cemil Erol da duygularını bir türküyle anlattı:

“Gurbet eli mesken tuttum, acı dolu yıllar yuttum, evi ocağı unuttum, yardan ayrı koydun para. Yıkayan yok çamaşırı, arı gibi çalışırım, her zorluğa alışırım, yardan ayrı koydun define!”
Define yerine altın gibi yarasa gübresi
Define yerine altın gibi yarasa gübresi

Konya'nın Karatay İlçesi'nde bin ton altın rüyası ile 6 ay önce define kazısı yapan Abdullah Özcan ve kendisini destekleyen 2 girişimci, hayal ettikleri altınlara ulaşamasalar da buldukları yarasa gübresi ile 'köşeyi dönecekler'.

Defineciler, kilosu 4 dolardan pazarlanabilen gübre ile şimdiden milyon dolarlarla ifade edilen bir kaynağa ulaştılar. Küp biçimini andıran 75 metre yüksekliğindeki ve 115 metre genişliğindeki mağaranın yüzlerce kamyonluk altın değerinde yarasa gübresiyle dolu olduğu tespit edildi.


İÇİNDE BİRÇOK MİNERAL VAR
Bilimadamları da yarasa gübresinin çok değerli ve nadir rastlanılan bir gübre olduğunu doğrularken, Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Sait Gezgin, "Yarasa gübresinde zengin azot, nitrat, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve demir bulunur" dedi. Besin değeri açısından çok zengin olan yarasa gübresinin içeriği çok yüksek ve çok değerli bir gübre olduğunu da ifade eden Prof. Gezgin, "Yarasa gübresi diğer gübrelere göre çok küçük miktarlarda daha fazla verim alınabilecek özelliğe sahip. Bir açıdan konsantre olarak da tanımlayabileceğimiz bu gübre, zengin içeriği sayesinde pazarlama sorunu ile de karşılaşmaz" dedi.

İngiltere'de Dedektöre 2 milyon takıldı
İngiltere'de meteliğe kurşun atan işsiz adam, arkadaşının arazisinde 7'nci yüzyıldan kalma bir Anglosakson hazinesi keşfetti. Şanslı İngiliz incelemesi 1 yıl sürecek hazineden resmi kesintilerden sonra pay alacak


İngiltere'de akıllara zarar bir define olayı yaşandı. 18 yıldır hobi olarak define arayan işsiz Terry Herbert (55), şansını, Staffordshire bölgesinde yaşayan bir arkadaşının arazisinde denemeye karar verdi. Metal dedektörüyle işe koyulan Herbert, aletten çıkan sesler üzerine kazmayı eline alınca müthiş bir Anglosakson hazinesine ulaştı.

Çoğu altın 1500 parça
British Museum yetkilileri, 1500 parçadan oluşan hazinenin 7'nci yüzyıldan kalma olduğunu tespit etti. Uzmanlar, 1 milyon euro (2 milyon TL) değerindeki hazineyi incelemenin bir yıl süreceğini söyledi. Beş parasızken zengin olan Herbert ise, devlet payı ayrıldıktan sonra hazineden payına düşeni alacak.

Tutankamon'un mezarı kadar önemli bir keşif
KeŞfİ 'piyangoda kazanmaktan daha zevkli' bulan Terry Herbert'ın gün ışığına çıkardığı hazinenin, arkeolojik bakımdan Tutankamon'un mezarı kadar önemli bir keşif olduğu belirtildi.
Van'ın Çaldıran ilçesinde Define Dolandırıcılığı
'Tarlanızda, altın var' sözüne inanan baba ile oğlu, kazı izni için 93 bin TL verdi. 30 bin lira daha istenen baba-oğul savcıya koştu

Kimileri define için kazma-kürek sallıyor, kimilerininse define ayağına geliyor... Van'ın Çaldıran ilçesinde Hakim Babat ile oğlu Mehmet, dolandırıldıkları gerekçesiyle savcılığa başvurdu. Baba-oğul Babatlar, savcıya verdikleri bilgide 3 kişinin kendilerini 'altın arayan devlet görevlisi' olarak tanıttığını ve cihazlarla tarlalarında arama yaptıktan sonra, "Tarlanızda Türkiye'yi satın alacak altın var, sakın kimseye söylemeyin" dediklerini belirtti.

BİRAZ DAHA PARA GÖNDERİN
Hakim ve Mehmet Babat, daha sonra üç kişinin kendilerinden kazı izni için 40 bin euro istediklerini belirtti. Bunun üzerine hayvanlarını satarak İzmir'e PTT ile 93 bin TL havale gönderdiklerini söyleyen baba-oğul 30 bin TL daha istenince dolandırıldıklarını anladıklarını ifade etti. Babatlar, polisle işbirliği yaparak İzmir'e para havale etti. Parayı almaya giden 3 kişi yakalandı.
Definecilerden çalınan ve 100 bin dolara satılmak istenen Afrodit heykelleri
Definecilerden çalınan ve 100 bin dolara satılmak istenen Afrodit heykellerini satmaya çalışan sabıkalı, Ataşehir'deki operasyonla yakalandı.
2050 yıllık geçmişi olduğu tahmin edilen eserlerin Helenistik döneme ait olduğu belirtildi. Polislerle sıkı pazarlık yapan şüphelinin sorgusunda çoban olduğunu söylemesi dikkat çekti.

Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri daha önceki tarihi eser operasyonlarında emniyette kaydı bulunan B.Ö isimli bir kişiyi takibe aldı. Şüphelinin yine tarihi eserleri İstanbul'a getirerek piyasa araştırması yaptığı ve elindeki 3 eseri satmaya çalıştığı tespit edildi. Bunun üzerine şüpheli ile irtibata geçilerek bir iş adamının tarihi eserlere talip olduğu iletildi. B.Ö'nün elinde 3 adet Afrodit heykeli olduğu tespit edildi. Telefonla polisin irtibat sağladığı B.Ö. alıcı kılığındaki polislerle Ataşehir'de buluştu. Elindeki eserler için 100 bin dolar isteyen şüpheli polis tarafından gözaltına alındı.

Emniyette sorgulanan B.Ö'nün heykelleri piyasa araştırması yaptıktan sonra satmaya çalıştığını söyledi. Define arayan bir kişiden eserleri çaldığını söyleyen B.Ö'nün Afrodit heykellerini evinde sakladığı da belirlendi. B.Ö, emniyetteki işlemlerinin ardından Ümraniye Adliyesi'ne sevk edildi.

Polisin ele geçirdiği Afrodit heykellerinin laboratuar ortamında incelendiği ve M.Ö 30 ile 300 yılları arasındaki Helenistik Dönem'e ait oldukları belirlendi. Killi topraktan yapılan heykelciklerin 20-25 santim boyunda olduğu belirlendi. Afrodit, güzellik ve aşkın tanrıçası olarak kabul ediliyor.
Mardin'in Kızıltepe İlçesine Bağlı Sürekli Köyünde kanalizasyon çalışmalarında Bulunan Define
Kazdıkça define çıkıyor
Önce altın sonra da küp dolusu ziynet eşyası çıktı.


Mardin'in Kızıltepe İlçesine Bağlı Sürekli Köyünde kanalizasyon çalışmaları devam ediyor. Eski bir Süryani Köyü olan Sürekli Köyü'nde Mardin Müze Müdürü Nihat Erdoğan başkanlığında 4 arkeolog ve 12 işçi ile dört günden beri sürdürülen kazılarda ikinci küpe ulaşıldı. Gece geç saatlerine kadar sürdürülen kazı çalışmaları kapsamında bulunan 25 santimetre uzunluğundaki ve 10 santimetre genişliğindeki küpün içinden aslan başlıklı 2 adet altın bilezik, 1 adet altın yüzük, 10 adet bronz muska ve çok sayıda gümüş ile bronz takı ile gümüş sikkelerin çıkarıldığı öğrenildi.

Müze Müdürü Erdoğan, Sürekli Köyünde daha öncede yapılan kazılar kapsamında 73 adet altın sikke, 1 çift altın küpe, 2 adet altın bilezik, 29 adet kolyeye ait altın parçası, 4 bronz yüzük, 2 bronz kolye ucu, 2 bronz boncuk, 2 bronz muskalık, 42 bronz sikke, 1 bronz kolye parçası üzerinde 4 adet sikke, 20 adet bronz kolye boncuğu, 3 adet pişmiş topraktan kap parçası bulunduğunu belirtti.

 

Kazı ve arama çalışmalarının bugün de devam edeceğini ifade eden Erdoğan, "Bulunan altınların 10 ile 13. yüzyıl ve Eyyubiler ile İlhanlılara ait olduğunu tespit ettik. İlk kazı zamanında tespit edilen toprak kâse içerisinde bulunan altınların üzerinde İlhanlı hükümdarı Ebu Sait Bahadırhan'ın ismi yazılı. Dün gece çıkardığımız küpün içindeki malzemeleri tespit çalışmalarımız ise devam ediyor."dedi.

"ALTINLAR MÜZEYE TESLİM EDİLECEK"

Müze Müdürü Erdoğan, köylülerin kanalizasyon kazısı sırasında toprak yüzüne çıkarması ile birlikte bir kısım altını almış olabileceği ihtimali üzerinde durduklarını belirterek bu konu üzerinde jandarmanın gerekli araştırmayı sürdürdüğünü dikkat çekti. Meraklı köylülerle bir süre sohbet eden Müze Müdürü Erdoğan "Köylüler buldukları altınları müze müdürlüğüne teslim etmeleri durumunda kendilerine altın değerinin dört katı bedeli miktarında bir bedel ödenecektir. Altınları evlerinde bulundurmaları ve teslim etmemeleri kanuna aykırıdır" dedi.

Bu arada kazıda ele geçirilen altın ve gümüş takıların içinde saklandığı çantayı taşıması için çalışan bayan işçinin çantayı sürekli yanında taşıması ise dikkat çekti.

Öte yandan çıkan bulgular üzerine Kaymakamlık kanalizasyon kazı müze müdürlüğünün kazıyı genişletmek için kaymakamlıktan kazı kazı çalışmasına üç günlük süreyle ara verilmesi talebinde bulunulmuştu. Kazının her karışında yeni yeni bulguların bulunması üzerine üç günlük sürenin tamamlanmasına karşın kazı alanında tarihi yeni bulguların bulunma olasılığına karşı müze ekiplerinin çalışma süresi de uzatıldı. Önceden 3 gün olarak ön görülen sürenin bir haftayı da aşabileceği öngörülüyor.

Jandarma ve uzman ekipler gözetiminde sürdürülen çalışmalar devam ederken, ilk bulguların köylüler tarafından alıkoyulduğu, bu konuda jandarmaya gelen ihbarlar konusunda çalışmalar yürütülüyor. Jandarma ekipleriyle Müze müdürlüğü ferdi diyaloglarla bulunan ziynet eşyalarının alıkoyulmasının kanunen suç olduğunu köylülere anlatarak ikna yolunu deniyor.
İzmit'te Dev Tüneller Bulundu
İzmit'te Roma Dönemi'nden kalma ve muhtemelen içinden atlı arabaların da geçebileceği büyüklükte tüneller ortaya çıkarıldı.
Üzerine binalar inşa edildiği anlaşılan ve bazı kişilerin de evlerinin altındaki bölümlerinden delik açıp define bulmak amacıyla içine girdiği tesbit edilen tüneller koruma altına alınırken, İzmit Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Müdürlüğü tünellerin uzunluğunu ve nerelere kadar ulmaştığını belirlemek amacıyla geniş çaplı araştırma başlatacak.

Tarihi kayıtlara göre yerleşim birimi olarak yaklaşık 3 bin yıllık geçmişi olan ve Roma İmparatorluğu'na da antik dönemdeki ismi Nicomedia olarak bir dönem başkentlik de yapan İzmit'te yapılan kazılarda tarih fışkırmaya devam ediyor. Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Müdürlüğü'nün İzmit'in Çukurbağ Mahallesi'nde geçen yıl başlattığı ve M.S. 3'üncü Yüzyıl'dan kalma, Roma İmparatorluğu'na başkentlik yaptığı dönemde yaptırılan büyük bir yapı ortaya çıkarıldı.

Kazanılan zaferlerin kutlandığı alanda olduğu anlaşılan yıkılmış yapıya ait dev sütunlar ve panolar gün ışığına çıkarıldı. Eserler, Kültür Müdürü Adnan Zamburkan ve Müze Müdürü İlksen Özbay gözetiminde bugünden itibaren Müze Müdürlüğü bahçesine götürülmeye başlandı. Müze Müdürü Özbay, bugünkü İzmit'in bir dönem Roma İmparatorluğu'na da başkentlik yaptığını hatırlatırken, buradan çıkan eserlerin çok değerli olduğunu, panolarda ayrıca Athena'nın da ilk kez savaşçı kadın kıyafetiyle renkli kabartmalarının bulunduğunu söyledi. İlksen Özbay, bu bölgenin bir ören yeri haline getirileceğini, ancak eserlerin tamamının ortaya çıkarılabilmesi için birkaç evin daha istimlak edilmesi gerektiğini anlattı.

HEYECANLANDIRAN TÜNELLER

Bu arada Müze Müdürü İlksen Özbay, kazı alanının yakın çevresinde bazı evlerin altında çok geniş tüneller olduğunu ve bazı kişilerin buralarda mantar yetiştirdiğini belirledi. Kültür Müdürü Adnan Zamburkan ve İlksen Özbay basın mensuplarıyla birlikte, Gülümser Sokak'taki 4 katlı Aren Apartmanı sahibini güçlükle ikna ettikten sonra apartmanın bodrumundan geçilen tünellere girdi. 6 metre genişliğinde, orijinalinin yüksekliği ise 3 metreyi bulduğu anlaşılan tünellerin bazı evlerin altından geçtiği görüldü. Tünellerin zemininde ise deniz kumu ve midye kabuklarının alması, bu bölgede yaşanan ve sadece esfanelerde anlatılan büyük deprem ve tsunamilerden kaynaklandığı izlenimi doğurdu.

Müze Müdürü İlksen Özbay, bina sahiplerinin daha önceden içeriye girilmesine izin vermediğini, kendisinin de ilk kez buraya girdiğini belirterek, "Muhteşem bir yapı. Bunların içinden atlı arabaların geçtiği efsanelerde anlatılıyor. Ancak nerelere kadar uzandığını bilmiyoruz. Çok geniş çaplı inceleme gerekiyor. Bazı noktalarda üzerinde bina inşa edilirken delikler açılmış ve muhtemelen içine girildikten sonra tekrar beton atılarak kapatılmış" dedi



Uşan İlinde Bulunan Büyük Define
KARUN HAZİNELERİ
UŞAK KARUN HAZİNELERİ





Uşak ili'nin 25 km batısında, Uşak-İzmir Devlet Karayolu üzerinde yer alan Güre köyü'nün kuzeyindeki Hermos(Gediz) Nehri'nîn suladığı dar ovanın yakınlarında Lidya ve Greko-Pers(IVI.Ö. 6. yy.) tümülüsleri bulunmaktadır.
1965 yılında bu alandaki soygunlar, TOPTEPE Tümülüsü'nün kaçak kazısıyla başlamıştır. Kaçak kazıları gerçekleştirenlerin ifadesine göre;mezar odasına girildiğinde, yerdeki bir gümüş testi ile çok sayıda mermer alabastron tavandan düşen bir hatıl nedeniyle tahrip olmasına karşın, hazinenin büyük bölümü ölünün yatırıldığı kline üzerinde bir tutam saç ve toz haline gelmiş kemiklerle birlikte bulunmuştur.



Bu odada bulunan;
1. İnsan kulplu gümüş oinochoe,
2. Sfenksi! ve altın başlı tutamaktı kepçe,
3. Tamamı altın, sallanınca ses veren makara,
4. Altından yapılmış içleri boş, iğneli altın küpe,
5. Aynı tip ancak daha küçük boyutta iğneli küpe
6. Sallamalı, altından yapılmış kanatlı at şeklinde broş,
7. Meşe palamutu sallamalı altın ve renkli taştan yapılma kolye,
8. Akik ve taştan yapılmış geometrik şekilli kolye,
9. Mavi renkli camdan yapılmış uçları, aplike arslanbaşı şeklinde bir çift bilezik,
10. Uçları taş boncuklu püskül şeklinde altın gerdanlık, kaçakçılar tarafından alınmıştır.
Toptepe Tiimiilüs buluntuları aracılar yardımıyla, eski eser kaçakçılığıyla örgütlü bir biçimde uğraşan alıcılara satılmıştır.

1966 yılında Gure'de ikinci bir soygun yaşanmıştır. Güre Köyii'nün yakınında yer alan, yörede ikizce olarak adlandırılan İHİZTEPE Tümülüsü'nün batı yamacımla düzgün bir mermer blok, bir köylü taralından bulunur. Bu ipucunu değerlendiren ve bir yıl önceki soygunu bilen kaçakçılar Ikiztepe'de kaçak kazıya başlarlar. Bir türlü mezar odasına ulaşamayan kaçak kazı ekibi yeni katılanlarla, sonunda yeri bulunan mezar odasının tavanım barutla patlatarak içeri girmiştir. Ancak bir süre sonra paylaşımda haksızlığa uğradığını düşünen bîr kişi durumu jandarmaya ihbar etmiştir.

Güvenlik makamlarınca sürdürülen operasyonlarda bazı eserler ele geçirilmişse de,kaçmayı başaran bir kişi, elindeki eserlerin tümünü, Toptepe Tümülüs buluntularını satın alan aynı kişiye ulaştırmayı başarmıştır.
Operasyonlarda yakalanan kişiler çeşitli cezalara çarptırılırlar. Ama olaylar yatıştıktan sonra Ikiztepe'de Gürelilerce yapılan kaçak kazı sonucunda ikinci mezar odasına da ulaşılır. Ancak, mezar hiçbir buluntuyu içermemektedir. Kaçakçılar eserlerin, kline içinde olabileceğini düşünerek hırsa kapılmış ve klineyi parçalamışlardır. Bu klinenin bir parçası bir köy evinin duvarında yapı elemanı olarak görülebilir.
Daha sonra ise, aynı yöredeki bir başka tümülüs - Aktepe l'in mezar odası, avlanmakta olan köylülerce bulunmuştur. Tumülüste bulunan kırmızı, mavi, siyah ve yeşil renkteki duvar resimleri, bezemeli kline ayakları keskilerle parçalanarak satılmak üzere İzmir'e gönderilmiştir. Mezar odasının arka duvarı da, dana sonra üzerine sahte resimler yapılarak parçalanmış ve antikacılara'satılmıştır. Sahte duvar resimlerinin satıldığının duyulması üzerine Aktepe l Tümülüsü'nün dromosuna ulaşılarak mezar odasının giriş kapısının iki yanında yer alan boyalı ve volütlü parçalar yerinden çıkarılmaya çalışılır. Bunlardan biri 1987 yılına kadar üç kaçakçı taralından saklanmış, diğeri ise kırıldığından yerinde bırakılmıştır.


Ekim 1993 de, 60'lı yıllarda kaçak kazılarla edinilen 363 eserin ülkemize iadesi sağlanmıştır.
Yüzyılın Definesi Elmalı Sikkesi
Elmalı Sikkeleri'nin Tarihçesi
M.Ö. V. Yüzyılda Perslerin Yunanistan'ı istila etmelerinden sonra Atina Şehir Devleti'nin önderliğinde Akdeniz çevresi şehirlerinden oluşan bir birlik kurulmuştu (Atik - Delos Deniz Birliği). Birliğin bir merkezi ve bir bütçesi vardı. Her ülke kendi bastığı gümüş sikkeden kendi gücü oranında katkıda bulunuyordu.
1984 yılında Antalya'nın Elmalı İlçesi'nde kaçak kazılar sonucu bulunan yüzyılın definesi Elmalı Sikkeleri o bölgede bulunan bütün şehir devletlerinin paralarını içeriyordu. Yaklaşık 1900 adet sikkenin binden fazlası ise Likya bölgesindeki şehir devletlerinin parası idi ve içlerinde şimdiye kadar bilinmeyen hanedanların sikkeleri de vardı.
Söz konusu sikkelere yüzyılın definesi denmesinin en önemli nedeni; Yunanlılar Persleri yendikleri için bir anı parası çıkarmışlardı. Normal olarak o zaman para birimi bir drahmi, en fazla 4 drahmi iken anma nedeniyle 10 drahmilik para çıkarılmıştı (10 drahmilik para = Dekadrahmi).
Bu sikkeler çok az sayıda basılmıştı ve 1984 yılına kadar dünyada sadece 13 tanesinin varlığı bilinmekte idi. Elmalı Definesi'nde ise bunlardan 14 tane bulunmaktaydı.
Elmalı Definesi'nin bulunmasıyla insanlık tarihinin bilinmeyen önemli bir bölümü aydınlanmış ve dünyada bilinen Dekadrahmi sayısı iki katına çıkmıştır.
Gaziantep Kargamışda Bulunan Define
KARGAMIŞ DEFİNESİ



Bir köylünün 1995’te bulduğu 3 bin sikkelik Karkamış Definesi’nde 13 adet son derece değerli olan "dekadrahmi" bulunuyordu. Defineyi Hikmet Gül adlı kişi, ünlü kaçakçı Fuat Üzülmez’le birlikte yurtdışına kaçırdı ve çok zengin oldu. Dekadrahmilerden 2 tanesi Atina Para Müzesi’nde.


1995 yılında Gaziantep’e bağlı Karkamış’da bir köylü tarafından bulunan 3000 sikke ile her biri bugünkü piyasada 1 milyon dolara giden nadir Atina "dekadrahmi"sinden (10 drahmi) en az 13’ünün yurtdışına kaçırıldığı ve iki Atina dekadrahmisinin şu anda Atina’daki Nümizmatik Müzesi’nde olduğu ileri sürüldü.

Bir hafta önce çıkan kitabında Türkiye’den kaçırılan sikkelerin dünyada kimlere satıldığını açıklayan Hollandalı araştırmacı yazar Arthur Brand (37), Hürriyet’e "Karkamış Definesi, Elmalı Definesi’nden daha kıymetli ve daha önemli. Karkamış Definesi’nde çok nadir Atina dekadrahmisinden (10 drahmi) en az 13 tane var. Bunları Türkiye’den dışarı kaçıran Hikmet Gül çok zengin oldu ama son birkaç aydır ortalardan kayboldu" dedi.

Hikmet Gül’ün defineyi bulan köylünün akrabası olduğu öğrenildi. Arthur Brand, defineye "Kuzey Halep Definesi" kod adını takan Hikmet Gül’ün 1984’te bulunan Elmalı Definesi’ni yurtdışında pazarlayan ve Münih’te yaşayan Fuat Üzülmez ile temasa geçtiğini belirtti. Brand, Elmalı sikkeleriyle başı derde giren Fuat Üzülmez’in Karkamış Definesi ile ikinci bir kumar daha oynadığını söyledi. Karkamış Definesi’nde MÖ 5. asıra ait 3 bin sikke dışında, çok kıymetli 13-15 Atina dekadrahmisi ve nadir rastlanan sikkeler dikkat çekiyor.

50 milyon dolar
Daha önce dünyada 3 tane bulunan Aineia Tetradrahmi’nin dördüncüsünün Karkamış sikkeleri arasında olduğunu vurgulayan Arthur Brand şöyle konuştu: "Türkiye’den kaçırılan bu defineye o zaman 15 milyon dolar değer biçildi, ama şimdiki değeri en az 50 milyon dolar. Karkamış Definesi’nde her biri 1 milyon dolar eden 13 tane dekadrahmi var. Benim kaynaklarım ise Türkiye’den kaçırılan bu definede 15 tane dekadrahmi olduğunu söylüyor. Bu dekdrahmilerden 1984’de Elmalı Definesi bulunana kadar dünyada 13 tane, Elmalı Hazinesi’yle birlikte 27 tane vardı. Karkamış Definesi’le dünyadaki dekadrahmi sayısı şimdi 42’ye çıktı. Ayrıca definedeki 3 bin sikke arasındaki Kıbrıs sikkeleri çok kıymetli."

1995 yılında Hikmet Gül’ün temasa geçtiği Fuat Üzülmez’in ilk 800 sikkeyi 1.5 milyon dolara satın aldığına dikkat çeken Hollandalı araştırmacı, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "İkinci parti Türkiye’deki kaçakçılara 2.5 milyon dolara teklif edildi ama kimse bu kadar parayı çıkartamayınca Hikmet Gül tekrar Fuat Üzülmez’e başvurdu. Birlikte sikkeleri Russo, Bank Leu, Tkalec, Harlan J. Berk, Goldberg, Freeman and Sear, CNG gibi müzayede firmalarına sattılar. Şimdi bile Karkamış Sikkeleri, bu firmaların kataloglarında yer alıyor. Birkaç dekadrahmi ile bazı sikkelerin hala Hikmet Gül’ün elinde olduğunu ve bunları satmaya çalıştığını biliyoruz."
Muğla İncipınarda Bulunan Define
İNCİPINAR DEFİNESİ




1983 yılı başlarında Muğla'ya bağlı Göktepe Köyü'nün İncilipınar yöresinde Toprak-Su hafriyatı sırasında ele geçen bu define 202 adet Roma follis'inden oluşmaktadır. Görünüşleri, hafif yeşil bir oksidasyon tabakasıyla kaplı, temiz sikkelerdir. Ön ve arka yüz yazılarıyla, figürler rahatlıkla seçilebilmektedir. Definedeki sikkeler incelenip tasnif edildiğinde Diocletianus ile Constantinus I'in saltanatları arasındaki devri kapsayan imparator, imparatoriçe ve Caesar'lar kronolojik olarak şöyle sıralanıyor:
Diocletianus (284-305)
Maximianus Hercül (286-305)
Constantius I Chlorus (292-306)
Galerius Maximianus (292-311)
Valeria (315 ölümü)
Severus II (305-307)
Maximinus II Daia (308-313)
Licinius I (307-323)
Constantinus I (306-337)
Antalya Kumlucuda Bulunan Define
CORYDELLA
Şehir Antalyada ,Kumluca'nın batısındaki ve ilçe merkezine 1 km. uzaklıktaki iki tepe üzerinde kurulmuş.Bugün toprak üstünde yalnızca şehre su getiren aguaduktur kalıntıları seçilebilmektedir.Diğer eserler yok edilmiştir.Kent özellikle Bizans ve geç Bizans devirlerinde gelişme göstermiştir.Fakir bir köylü kadının keçisinin ayağına bir zincirin takılması ile ortaya çıkan ve "Kumluca Definesi" diye tanınan define bu ören yerinde çıkmıştır.Ne yazık ki çok değerli altın ve gümüş eşyalardan oluşan definenin büyük bir kısmı Amerika'ya kaçırılmış, çok az bir kısmı Antalya Müzesi'nde sergilenmiştir.
Metal dedektörüyle altın arayan 60 yaşındaki İngiliz, bir tarlada birkaç metal para buldu.
Metal dedektörüyle altın arayan 60 yaşındaki İngiliz, bir tarlada birkaç metal para buldu. ancak karanlık olduğu için ertesi gün devam etmek üzere kazıya ara verdi. Akşam eve gittiğinde arkadaşına telefon edip olayı anlattı ve “gel bana katıl beraber çıkartalım birşey bulursak sana da pay veririm” dedi. İkili sabah saatlerinde bölgeye geri dönüp aramaya başladığında altın dolu bir küp buldu ve içinden tam 750 bin dolar değerinde 61 yılına ait 800 adet altın para çıktı. Şimdi iki defineci davalık oldu. Sonradan katılan kişi definenin yarısını istiyor. 60 yaşındaki adam ise, “Ben buldum hepsi benim sana istediğim kadarını veririm” diyor. Uzmanlar bulunan paraları incelediklerinde bunun 1849 yılından bu yana bulunan en büyük define olduğunu açıkladı. 15 yıllık iki arkadş şimdi birbiriyle konuşmuyor. Sadece mahkemede karşı karşıya geliyorlar.


Kudüs'te yapılan kazılarda Bizans İmparatoru Herakliyus dönemine ait altın paralar bulundu.
Kudüs'te yapılan kazılarda Bizans İmparatoru Herakliyus dönemine ait altın paralar bulundu.


Arkeoloji uzmanları kazılarda Kudüs'ün antik duvarları yakınındaki araba parkının altında 1300 yıllık define buldu.

İsrail Antikalar İdaresinden arkeologlar, yedinci yüzyıla ait bir binanın enkazından 265 adet madeni para bulunduğunu ve paralarınn Bizans dönemine ait olduğunu bildirdiler.

Defineyi pazar günü büyük bir kayanın altında bulunan İngiliz arkeolog Nadine Ross, "Çanak çömlek bulduk. Cam bulduk. Fakat böyle bir şey bulmamıştık. Çok heyecan verici." dedi.

Açık sarı rengindeki madeni paralar Milattan sonra 610 ile 641 yılları arasında hüküm süren Bizans İmparatoru Herakliyus dönemine ait. Paraların bir yüzünde askeri elbisesi içinde Herakliyus, diğer yüzünde ise haç bulunuyor.

Arkeologlar paraların Milattan sonra 614'te Perslerin Kudüs'ü ele geçirmesinden önce Herakliyus'un tahta çıktığı ilk yıllarda basıldığını belirttiler.

Site direktörleri Doron Ben Ami ve Yana Tchekhanovets yaptıkları açıklamada, "Definenin yakınında çömlek bulunmadığından, definenin binadaki duvarlardan birinin içindeki gizli bir hücreye konulduğunu düşünüyoruz" dedi.

Beçin, Milas ilçe merkezine  Bulunan Define
Beçin, Milas ilçe merkezine 6 km. uzaklıkta deniz seviyesinden yaklaşık 200 m. yükseklikte bir örenyeridir. İç kalenin bulunduğu yerin antik dönemde Zeus Karios tapınağı olduğu düşünülmektedir. Anadolu Selçukluları’nın 1243’de Kösedağ’da uğradığı yenilgiden sonra uç beyleri üzerindeki gücünü kaybetmesi ile 1260’lı yıllarda Batı Anadolu’nun bir kısmına hakim olarak kurulan Menteşe Beyliği döneminde bir süre bu beyliğin başkenti olmuş ve hem siyasi hem de ekonomik anlamda bölgede önemli bir rol oynamıştır. 1390/91 yılında Osmanlılar bölgeyi fethetmiş, ancak 1402 yılında yapılan Ankara Savaşı’nda Yıldırım Beyazıt’ın Timur’a yenilmesinden sonra, bölge Menteşe Beyliği’ne geri verilmiş, 1426 yılında ise tamamen Osmanlı hâkimiyetine geçmiştir. Menteşe Beyliği döneminde büyük bir güç ve önemi olan şehir definenin toprak altına gömüldüğü 17.yüzyıl başında küçük bir yerleşimdir.

Şehirde, ayakta kalabilmiş önemli yapılar arasında Menteşe Beyi Ahmet Gazi Medresesi (1375), Menteşe Beyi Orhan zamanında 1330’lu yıllarda yaptırılan Orhan Bey Camisi, çoğunluğu 14. ve 15. yüzyıla tarihlenen hamam, türbe, zaviye gibi eserler bulunmakta olup bu mimari eserler şehre, iyi korunabilmiş bir ortaçağ şehri görünümü kazandırmaktadır.

Beçin Definesi’nin bulunduğu yapı ise Orhan Bey Camisi’nin yanında olup sadece duvarlarının bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Yapı kazı ekibi tarafından, bu kadar çok paranın bir arada olmasının vergi geliri olabileceği düşüncesinden yola çıkarak “Mültezim Evi” olarak adlandırılmıştır. Define, bu evin girişinin solundaki odada, başlangıç kodunun yaklaşık 50 cm. altında üç grup halinde bulunmuş, bir kısmı çıkan yangın sonucu erimiş büyük külçeler halinde ele geçmiştir.