insanlar ölüme iki sekilde tepki veriyor:
1- Ölümü kabullenme (Gilgamis'a Utnapistim'in hayatinin sürekli olmadigini söylemesi)
2- Ölüme direnme
Ölünün
zararli oldugunu düsünenler ölüyü daha derine gömmüsler ,bunu Babil
mitosunda Ãstar'da yeralti dünyasinin kapilari açilmadiginda bekçiyi
kapilari kirip ölüleri salmakla tehdit ettiginde görürüz. Ölü yasama
ortak edilmek istendiginde ise sekilerin altina gömülüyordu. Ölüden
kurtulma ya hijyenik nedenlerle ölüyü gömme kaygisi yada bir gelenek her
zaman kültürden kültüre degisen törenlere neden olmustur.
Cesetlere iki türlü gömü uygulaniyor.
1- Yakarak (kremasyon )
gömme: Amaç cesedin yakilmasidir ,ceset ya odun üzerine konularak ya da
tezekle yakilmis ve en yüksek ortalama 1000oc 'ye ulasabilmistir.
Kremasyonda odunun cinsi, havanin durumu önemlidir, bu islem 7-10 saat
arasinda yapilabilmektedir. Kemik çok yüksek isida erimeye basladigindan
genelde kafatasi kemigi, uzun kemikler, disler, gögüs kafesine ait
kemikler bozulmadan kalabiliyor. Yanmis kemigin yanmamis kemikten daha
iyi korundugu kazilarla ortaya çikiyor. Bunun nedeni atesin konserve
görevi görmesidir. Yakilan ceset gömüldügü yere göre de renk
degistirmektedir. Örnegin ,toprakta Arsenik fazlaysa siyah, tahta
parçalariyla gömüldüyse gri-kahverengi renkte oluyor. Asil renk veren
olay yanma derecedidir.
I - 200-250 derece 'de kemikler sarimtirak beyaz veya fildisi .
II - 300-400 derece'de kemikler kahverengi ve koyu kahverengi siyah.
III - 550 derece'de kemikler gri, gri-mavi.
IV- 650-700 derece'de kemikler süt beyaz ve tebesir rengi .
V- 800-950 derece'de kemikler mat beyaz renge döner.
VI - 1000-1600 derece'de kemikler erimeye baslar.
Prehistorik
(arkaik) dönemde isi IV. ve V. kademede gerçeklesiyor. Genelde
kemiklerin sogumasi beklenmez ,kum , yag , su , sarap ile sogutulur,su
kemiklerin parçalanmasina sebep olur.
2- Yakmadan (Inhumasyon)
Gömme: Vücut hangi sekillerde konursa konsun cesette tahribe
rastlanmiyor.Anadolu'da genellikle gömüler yerlesim içine yada yerlesim
disina genellikle hoker tarzinda gömülmüslerdir.
Ölülerin yerlestirildigi mezarlar Anadolu'da 6'ya ayrilmistir.
1-
Basit toprak mezarlar: Ölüler Dorsal(düz) veya hoker tarzda
konulmustur. Genel olarak cesedin sigabilecegi kadar yer açilarak
topragin sikistirilmasi bazende küçük taslarla bir zemin olusturulmasi
sonucunda ceset buraya gömülmüstür. Çogunlukla Orta Çag mezarlarinda
mezarin üzeri plaka tasla kapatilmistir.
2-Kaya araligi mezarligi: Dogal kaya oyuklari veya kaya araliklarindan yararlinir. Ana kayayi düzeltme gibi bir kaygi yoktur.
3-Küp
mezarlar: Anadolu'da çok rastlanmaktadir. Neolitik döneme kadar geçmisi
dayanir. Yakilmadiginda cesede uygun bir küp bulunuyor, yakildiginda
daha küçük küpler kullaniliyor. Küplerin agzi genelde tasla yada
kiremitle kapatilir.
4- Sandik mezarlar: Tastan , kerpiçten ,
agaçtan yapilmakta dikdötgen veya kare tercih edilmektedir. Genelde dört
tarafi tasla çevrelenmekte üzeri bazen kapatilir bazen kapatilmaz ,
amaç sandik seklini olusturmaktir. Sal taslariyla kapatilmaktadir. Bir
ya da daha fazla gömü hoker tarzda gömülmektedir.
5- Oda mezarlar
: Tas ,kerpiç, ana kayaya açilan odalardan yapilan mezarlardir. Genelde
ön girisleri vardir , ev seklindedir. Üzerleri ya sal taslari veya
ahsap ,dallarla kapatilmakta, yüzeyden görülmemektedir.
6- Kuyu mezarlar: Derinlikleri 2m'yi bulmaktadir, mezarin girisi üsttedir ve sal taslariyla kapatilmaktadir.
Kalkolitik dönem ölü gömme gelenegi
Anadolu'da bu dönemi üç ayri cografi bölümde inceleyebiliriz.
1- Ege'den baslayan iç Anadolu göller bölgesini içine alan Bati, Kuzeybati ve Güneybati Anadolu'da , Bati Anadolu Bölümü.
2- Tuz Gölü civarinda Firat'i sinir alacak sekilde Kuzey, Orta ve Güney Anadolu bölümü .
3- Firat'in dogu kesimini kapsayan Dogu Anadolu bölümü.
1 - Bati Anadolu Bölümü:
Özellikle
Ege kiyilarinda Kalkolitik döneme ait herhangi bir mezar veya mezarlik
alanina rastlanilmamis. Ãç kesimlere girdigimizde Kuzeybati Anadolu'da
görülür.
Fikirtepe: İstanbul Kadiköy'de yer alir. 140 X 70
boyutlarinda bir höyük yerlesmesidir. 1960 yillarda Kurt Bittel
kazmistir. Bu kazilar sirasinda Fikirtepe I ve II. katlarda Intramural
basit toprak mezarlar ortaya çikarilmistir. Mezarlar hoker tarzindadir.
Ölülerin yaninda kase türünde kaplara rastlanilmistir.
Pendik:
Büyükçe bir höyüktür, 170 X 180 m. boyutlarindadir. 2 m. lik bir
depozite sahiptir. 1981 yilinda Ãstanbul Arkeoloji müzesi denetiminde
Kurt Bittel çalismistir. Burda bir takim mezarlar ortaya çikarilmistir. I
nolu açmada 3 çukur barinak bulunmus. Bu barinaklarda A adi verilen 80
cm derinliginde 5.5 m çapinda yuvarlak bir barinak vardir. Bu yapinin
ikinci evresine denk gelen evrede taban altinda Hoker tarzinda insan
iskeleti bulunmustur. Herhangi bir ölü hediyesi yoktur. Kuzey güney
yönünde hoker tarzinda sol yanina yatirilmistir.
B barinaginin 3
.kullanim evresinde yine taban altinda insan iskeletleri bulunmus. Ancak
A yapisindaki iskeletten farkli yöne bakmaktadir.
Ilipinar:
Bursa ilinin Orhangazi ilçesinin sinirlarinda Ãznik gölünün 1.5 km
batisinda yer alir. Burda 5m yüksekliginde neolitik çagdan bizans
dönemine kadar bir depozit vardir. Kazilari Hollanda Arkeoloji enstitüsü
müdürü Jacop Rodenberg yürütmüstür. Höyükteki IV. yapi kati geç
kalkolitik döneme tarihlendirilir. Bu dönemde IV. yapi katinda geç
kalkolitik çaga ait Extramural bir mezarlik tabakasi bulunmustur. Burasi
sadece mezarlik alani olarak kullanilmistir. 1987-89 yillarinda 20'den
fazla mezar geç kalkolitik çaga aittir. Ãnamasyon teknikte hoker
tarzinda gömülmüs, bazi mezarlarda birden fazla ceset bulunmustur. Bir
mezarda yüz yüze bakan iki ceset gömülmüs bu iskeletlerin yaninda tunç
balta ,bakir biçak, siyah perdahli bir kap konmustur. Kaplar
iskeletlerin bas ve ayak kisimlarina birakilmis. Diger mezarlarda
ölülerin yaninda tunç baltalar, biçaklar, biz ve çesitli kaplar
birakilmis. Kaplar içinse formlar omurgali kaseler, testiler, bir yada
iki kulplu çanak çömlekler. Kalkolitik dönem Extramural ölü gömme
geleneginin tek örnegini Ilipinar olusturur.
Beycesultan: Denizli
ili çivril ilçesi yakinlarinda, hemen hemen B.Menderes'in kaynagina
yakindir. 1954-59 yillarinda Seton Lloyd ve James Mellaart tarafindan
kazisi yapilmistir. Höyükte 40 tabaka vardir, ilk 20 tabaka kalkolitik
döneme aittir (XL - XX). Özellikle geç kalkolitik evre Beycesultan'da
yogun olarak yasanmistir. Bu döneme ait çok az sayida bulunan
mezarlardan yola çikarak Extramural bir gömü gelenegi oldugunu
söyleyebiliriz. XXIX. katta yapi disinda bir küp içinde çocuk iskeleti
bulunmus. Ayrica XXVIII. katta ise bir yapinin tabani altinda, basit
toprak mezar içinde bir çocuk iskeleti daha bulunmus. Ãskelet Kuzeydogu
Güneybati yönünde hoker tarzinda gömülmüs. Herhangi bir ölü hediyesi
yoktur.
Kuruçay: 1978-88 yilarinda Refik Duru baskanliginda
kazilar yürütülmüstür. Erken Kalkolitik çaga tarihlenen bir takim
mezarlar bulunmustur. Mezarlar XXI. kat yerlesmesinin güneybati bos
alaninda ortaya çikarilmistir. Toplam 3 adet mezar kalkolitik döneme
aittir. Bu 3 mezarin ikisinde yetiskin ötekinde çocuk iskeletine
rastlanilmistir. Bu mezarlarin iki tanesinde iskeletin üzerinde birer
tasin bulunmasi ilginçtir. Ãskeletler hoker tarzinda gömülmüslerdir,
ancak belirli bir yön birliginde gömülmemislerdir. Gömülerle birlikte
herhangi bir esya bulunmamis, sadece tek bir çömlek bir mezarda ortaya
çikarilmis. Kuruçay'da Extramural bir gömünün oldugu düsünülerek höyük
çevresinde sondajlar yapilmis ama bu sondajlar hiç bir sonuç vermemis.
Hacilar:
Burdur'un 26 km. güneybatisinda yer alir. Oldukça büyük bir höyüktür
yaklasik 135m. çapinda 5m. yüksekligindedir. 1957-60 yillarinda James
Mellaart tarafindan kazisi yapilmistir. Burda yapilan kazilarda
kalkolitik çaga ait yapilarin tabanlari altinda 20 tane mezar ortaya
çikarilmistir. Bu 20 mezardan 22 adet iskelet tespit edilmis . Ölüler
Hacilar'da mekanlarin tabanlari altina topraga açilan oval sekilli
çukurlara yatirilmistir. Hacilar II a döneminde ölüler genelde evlerin
tabanlari altina gömülürken ,Hacilar IV-VI tabakalar arasinda daha çok
avlu tabanlari altina gömülmüslerdir. Hacilar II a evresindeki mezarlar
etrafi surla çevrili kentin kuzeydogu kösesindeki ,tapinak olarak
adlandirilan yapinin tabani altinda 3 mezar ortaya çikarilmis. Bu 3
mezarin herbirinde de 1 kadin 1 çocuk seklinde gömü yapilmis. Genelde
Hacilar'da ortaya çikan gömülerin yaninda çok az sayida boyali çanak
çömlek mermer bir kap , boncuklar ve kemik igne bulunmus. Hacilarda
sadece 22 adet gümüsün olmasi extramural bir mezarligin olabilecegi
düsünülmüstür.
İÇ Anadolu Bölgesi:
Büyük Güllücek: Çorum ili sinirlari içinde
Alacahöyügün 15 km kuzeyinde yer alir. H.Zübeyr Kosay tarafindan 1947
yilinda kazilara baslanmistir. Burda yapilan (1949) kazilarda bir odanin
tabani altinda Kalkolitik döneme tarihlenen bir mezar bulunmustur.
Hoker tarzinda 30 yasinda bir erkege aittir ,kafatasinin yaninda tunçtan
bir mizrak ucu ele geçmistir.
Alacahöyük: Çorum 50 km
güneybatisinda yer alir. H.Zübeyr Kosay tarafindan 1935-83 yillarinda
kazisi yapilmistir. Burdaki kalkolitik mezarlar Alacahöyügün 12. yapi
katindan hoker tarzinda bir çocuk mezari bulunmustur. Basit toprak
mezardir. Ãskeletin bileginde bir tane bilezik ve küpe bulunmus
.12.yapi katindan ayrica tas sandik mezar ortaya çikarilmis. Tabani
kerpiç ile olusturulmustur. Bu mezarda 2 gömü var biri eriskin erkek
digeri çocuk iskelitidir. Her iki iskelette oldukça tahrip olmus
durumdadir.
Alisar: Bogazköy'ün 85 km güneydogusunda 520X350m
boyutlarinda oldukça büyük bir höyüktür. H.von der Osten tarafindan
1927-32 yillarinda kazisi yapilmistir. Kalkolitik çaga tarihlenen 13.
yapi katinda iki tane tas sandik mezar ortaya çikarilmis. Ãskeletler
Alacahöyükte oldugu gibi iri bir kerpiç dösemenin üstüne konmus. Tas
sandik mezarlardan biri evin içinde digeri disinda yer alir. Ev içinde
yer alan sandik mezar bir çocuga ait 0.70X0.30m. boyutlarindadir.
Evdisinda yer alan sandik mezar bir kadina ait 1.10X0.70m
boyutlarindadir. Evin içine gömülen çocuk mezarinda cesetin dokuma
türünde bir kumasa sarilarak hayvan türü bir derinin üzerine yatirildigi
tespit edilmis. Kadin iskeletinin yaninda bir adet kap bulunmus, ayni
alanda üçüncü mezarda yine sandik türünde ancak ahsap sandik mezardir.
Bu mezar kalin mese kütüklerinden yapilmis, alti ve üstüde kütükler ile
kapatilmisdir. Bütün ölüler hoker tarzinda ve ölünün basi batiya
çevrilmistir.
Köskhöyük: Nigde ili bahçeli kasabasinda yer alan
bu höyüktede erken kalkolitik çaga tarihlenen tabakada intramural mezar
ortaya çikarilmis 40 iskelet tespit edilmis. Kazilari 1983-89 yillarinda
Ugur Silistreli yapmaktadir. 1983 yilinda II. kat tabani altinda 8 adet
basit toprak mezar ortaya çikarilmis. Bunlardan 5 adeti çocuk mezari
1984 yilinda III. kat tabani altinda 13 adet mezar bulunmus . 8 tanesi
çocuklara aittir. Ölü hediyeleri pismis toprak kaplar,tas ve deniz
hayvan kabuklari ,boncuklar,kemik igneler,hançer ve baltalar
sayilabilir. 1988 yilindaki kazilarda II.katta evlerin tabanlari altinda
ikisi küp mezar türünde 17 mezar bulunmus. Bu mezarlarin hepsi bebek ve
çocuklara aittir. Ölü hediyesi olarak çesitli yiyecek kaplari ,obsidyen
aletler ve tas kolye taneleri bulunmus. II. kat tabani altinda ölülerle
birlikte bir figürin parçasi bulunmustur. Bu figürin oturan bir tanriça
heykelcigi hafif çekik gözlü , dolgun yanakli ellerini gögsüne koymus
ve basinda bir baslik yer almaktadir. Bu heykelcigin yanisira bu mezarda
yiyecek ve yemek için kasik,tas idol ,mühür ve kolye taneleri
bulunmustur. 1989 yilinda yapilan kazilarda II. kat tabani altinda
üstüste duran bebek mezarlarina rastlanmistir. Bu iskeletlerin yaninda
küçük mama kaplari ,meyvelikler ,çesitli formda kaplar bulunmustur.
Baska bir mezarda ise bir boncuk ,mama kabi ve kemikten bir figürin
bulunmustur. III. katta bir kafatasi bulunmus, bu kafatasi oldukça
tahrip olan bir tabanin üzerinde ele geçmistir. Kafatasinin kil yada bir
alçi ile kaplandigi ,gözlerinde siyah boncuklar ile belirlendigi
saptanmis. Kafatasi ile ayni seviyede kabartma seklinde inek figürini
ile süslü vazo parçasi bulunmustur.
2- Kuzey, Orta ve Güney Anadolu bölümü .
Tarsus
(Gözlükule): Tarsus'un Güneybatisinda 300X25 boyutlarindadir. Höyük
üzerinde Kalkolitik dönem mezarlar ele geçmis. Basit toprak ,küp mezar
türünde türünde mezarlar bulunmus. 7 tane basit toprak mezar 7. ve 8.
açmalarda bulunmus. 5 tane küp mezar daha bulunmus. Ölüler hoker
tarzinda intramuraldir.
Mersin(Yümüktepe): XXIV-XII katlarda
odalarin içinde taban altinda basit toprak mezarlar
bulunmus.279,271,241,231,222,221 ve 223 nolu odalarda basit toprak
mezarlar bulunmus. Bütün iskeletler hoker tarzinda orta kalkolitige
tarihlenen XIX. tabakadaki 234 nolu odadaki mezar digerlerinden
farklidir. Burada kemiklerden bazilarinin yanik oldugu saptanmis,bu
yanik kemik yiginin yaninda bir takim kaplar bulunmus. Kemiklerin neden
atildigina dair bilgi yoktur.
Gedikli(Karahöyük): Gaziantep'in
Ãslahiye ilçesinde , 23km kuzeydogusunda yer alir. A sondaji III j
katinda döseme altinda küp çömlek mezar bulunmus. Çömlek mezarin içinde
çocuk iskeleti bulunmus ve çömlegin agzi kapatilmistir.III k evresinde
ele geçen 3 iskelet basit toprak mezar türünde, inhumasyon gömü tarzinda
gömülmüstür.
Ãskeletlerin yanlarinda buluntu yoktur.
Tell
Kurdu: Amuk ovasinda yer alan bu höyük 1932-36 yillarinda Braidwood ve
Me Ewan tarafindan bulunmustur. Kalkolitige tarihlenen I.nolu açmada
hoker tarzinda Dogu-bati yönünde uzanmis bir mezar bulunmustur.
Tabara
el Akrad : 1932-36 yilinda kazisi yapilmistir. A açmasinda iki tane
mezar bulunmus. C duvarinin altinda yer almaktadir.Ãskeletlerden biri
VII. tabakaya aittir. Dogu-bati yönünde hoker tarzinda gömülmüstür.
Diger iskelet IV tabakada bulunmus sadece kafatasi ve koluna ait
kemikler bulunmustur.
Elazig - Malatya bölgesi
Degirmentepe:
Aslantepe'nin altinda Firat'in batisinda yer alir. Ufuk Esin kazisini
yapmis. Yerlesim alani içinde kalkolitik mezarlar bulunmus. Yapilan
kazilarda E2-2 'de hoker tarzinda gömülmüs bebek iskeleti ,16 J ve 15 k
açmasinda, DO ve BD mekanlarinin altinda içinde bebek iskeleti bulunan
çömlekler ortaya çikarilmistir.
Aslantepe: Geç kalkolitik döneme
tarihlenen VII. katta 8 tane hoker tarzi gömü bulunmus. Tabanlarin
altinda ve hoker tarzinda dogubati yönlü olarak ölü hediyesi ile
gömülmüstür.
Korucutepe: Firat'in dogusunda yer alir. Altinova
adi verilen bölgede kalmaktaydi. Kalkolitik döneme tarihlenen B evresi
içinde basit toprak küp ve tas sandik mezar bulunmustur. Basit toprak
mezar JR nr.1 olarak adlandirilir. Küp mezar KR nr.1 olarak ,tas sandik
mezarlar J-L olarak adlandirilmis. Basit toprak mezar
kuzeydogu,güneybati yönünde yerlestirilmistir.
Norsuntepe :
Altinova bölgesinde yer alir ,1972 yilindaki çalismalarda J 18 alaninda
iskeletler bulunmus ,bir tanesi çömlek içinde çocuk iskeletidir. Ayni
alanda 1973 yilinda J18b alaninda 4 iskelet daha bulunmus (1972'de 3
tane mezar bulunmus) . 1973'de bulunanlar VII. tabakaya ait taban
altinda ele geçmistir. Ayni alanda bulunan iskeletlerin hepsi hoker
tarzda kaplar içinde ortaya çikarildi. Sepet içinde bir iskelet
bulunmustur.
Mezarlar geç kalkolitik çaga tarihlenmistir.
Tepecik: Altinova
bölgesinde yer alir. Ãçinde bebek iskeletinin bulundugu kerpiç sandik
mezar bulunmustur. Bebek hoker tarzinda boynunda boncuk gerdanlik ile
gömülmüstür. Tepecik kazisinin bati alaninda geç kalkolitige tarihlenen
III A yapisinin yenilenme evresinde bulunmustur.
Kurbanhöyük:
Urfa ilinin sinirlari içinde yer alir. 180X120 m. boyutlarindadir. Erken
kalkolitik döneme tarihlenen 8.katta basit toprak mezar bulunmustur. Bu
mezar 40 yaslarinda düz gömülmüs bir iskelettir.
Çavi tarlasi:
Urfa ili sinirlari içinde Siverek ilçesi Nisibin-Azikli köyünün 500 m
yakininda yer almaktadir. Erken kalkolitik döneme tarihlenen 18 mezar
açilmistir. 3 ve 9 nolu olanlar yetiskinlere digerleri çocuklara aittir.
Genelde hoker tarzinda gömülmüstür. 9 nolu mezardaki iskeletin yaninda
tas balta ,obsidyen aletler ve keramikten yapilmis nesne, ölünün
omuzunun üstünde bulunmustur. Diger mezarlardan ikisinde küp bulunmus.
Küçük tas yada keramik parçalariyla bütün mezarlarin etrafi dösenmistir.
Tilkitepe:
Van kalesi yakinlarinda yer almaktadir. Burada çesitli tabakalarda
kalkolitik dönem mezarlari bulunmustur. Burada Reilly'nin yaptigi
kazilarda III. kültür katinda (halaf çagi kati)mezarlar bulunmustur.
Kalkolitik döneme ait 17 iskelet bulunmus,bunlarin 16 tanesi küllü
,killi ve kumlu karisik bir çukur içinde yer almakta,iskeletler
çukurlara hoker tarzda dogu-bati yönlü gömülmüstür. Ãskeletlerin
bazilarinin yaninda asi boyasi bulunmus. Inhumasyon gömü iskeletlerinin
bazilarinda tek gömü varken 3 mezarda 2ser gömü elde edilmistir. 16
iskeletin üzerindeki yanik izleri kremasyonu düsündürmüs ama felaket
sonucuda olabilecegi düsünülmüstür.
Ele geçen mezarlardan birçok
uygulamanin neolitik çag ölü gömme geleneginin devami oldugu saptanmis.
Neolitige göre yerlesim alanlari artmis,bu nedenle mezar sayisinda da
artis olmustur. Tek bir örnek Ilipinar'da extramural gömü tarzidir.
Intramural gömü tarzinda çogunlukla çocuk mezarlarina rastlanilmistir.
Kalkolitik dönemde mezarlara tekli gömülerin yaninda çiftli mezarlar var
ve genelde basit toprak mezarlar görülmüs ancak sandik ve küp
mezarlarda da bir artis söz konusudur. Küp mezarlara genelde çocuk
iskeletleri koyulmustur. Ilipinar,Beycesultan,Köskhöyük, Tarsus , Mersin
, Gedikli , Degirmentepe , Korucutepe ve Norsuntepe'de bebek veya çocuk
iskeletleri küplere gömülmüstür.
B.Güllücek ,Alisar ,
Korucutepe'de sandik mezar tipi gömüler tespitedilmis.Ölüye özgü
mekanlar olusturulmaya baslanmistir. Ölülerin yaninda neolitik dönemde
de gördügümüz süs esyalari ve kaplar iskeletlerin yanina birakilmis.
Kaplarin ortaya çiktigi yerler Fikirtepe, Kuruçay ,Hacilar , Ilipinar ,
Köskhöyük , Mersin , Aslantepe ve Çavi tarlasi.
Köskhöyükten
anlasildigi kadariyla çocuklarin yanina daha küçük boyutlu kaplar
konulmus. Köskhöyük'te elde edilen sivali kafatasi Çayönü ölü gömme
kültürü ile ilgilidir. Kalkolitik dönem mezarlarinda Kuruçay'da iki
çocuk mezarina birakilan asik kemikleri öteki dünya inancini yansitir.
Elazig-Malatya bölgesininde bir farklilik söz konusu degildir.
Kalkolitik
dönemde Tilkitepe ve Mersin Yümüktepe'de ortaya çikan buluntulardan
kremasyon olayinin gerçeklestigini anlariz. Ancak bunun bilinçli olup
olmadigi belli degildir. Burada belki neolitik çagda gördügümüz en erken
yakarak gömü gelenegi ilkel olarak görülmekteydi.
BATI ANADOLU ÖLÜ GÖMME GELENEKLERİ:
27
adet mezarlığın , 20'si Extramural , 7'si Ãntramural mezarlık
alanıdır. Batı Anadolu'nun batısında yani Ege denizi kıyılarında ,
mezarlık alanlarının oldukça azaldığını görürüz. Burada en önemlisi
Iasos'dur.
Ãç batı Anadolu'da mezarlık alanlarında ise büyük bir
artış vardır. Bunun nedeni burada batı Anadolu'ya nazaran E.T.Ç ait
kazıların daha çok yapılmış olması söylenebilir.
Balıkesir
civarındaki tüm mezarlık alanlarının yerleşim alanı tespit edilememiş ,
sadece Ovabayındır mezarlık alanının yanında yerleşim alanı tespit
edilmiştir.
Demircihöyük Sarıket mezarlık alanı oldukça büyük bir mezarlık alanıdır.
Kusara
mezarlık alanında ,yerleşim alanı içinde çoğunluğu çocuk ve bebek
gömüleri olan , fazla özen gösterilerek yapılmamış olan bir mezarlık
alanı mevcuttur. E.T.Ç oldukça azalma görülen intramural gömü tarzına
Beycesultan'da aynı şekilde çoğunluğunu çocuk ve bebek gömülerinin
oluşturduğu mezarlara rastlanılmıştır.
Anlaşıldığı kadarıyla bu
dönemde çoğunlukla çocukların Ãntramural şekilde küp içine
gömüldüklerini , yetişkinlerin ise Extramural bir şekilde gömüldükleri
anlaşılır.
Bütün mezarlık alanlarında çoğunlukla tekli gömüler
bulunmasına karşın Yortan , Kusura , Iasos , Burhaniye , Kuruçay ,
Pekmeztepe , Harmanören , Karataş Semahöyükteki bazı mezarlara birden
fazla gömünün yapıldığı saptanmıştır.
Ölü gömme türleri içinde
küp mezarlara daha yaygın bir şekilde kullanım gördüğü anlaşılmaktadır.
Küplerin (Pithos) boyutları 0.20 cm. ile 2.15 cm. arasındadır. Küplerin
dibi toprak içine gelecek şekilde , hafif 450 bir eğimle toprak içine
gömülürler , iskelet , küpün içine hoker tarzda ayaklar dipte , baş
ağızda olacak şekilde , çeşitli kaplar ve ölü hediyesi bırakılarak
konur. Toprak içinde kalan küpün ağızı büyük sal taşları ile kapatılır
ve ya bu sal taşının bir ucu dışırada bırakılır yada yüzey toprak yada
taş yığılarak işaretlenir. Bunu nereden çıkarıyoruz ; Burada birçok küp
mezarda ikincil gömülere rastlanması dolasıyla , ilk gömü yapıldığı
zaman mezarın yerinin belli edilmiş olması gerektiğinden dolayı. Bu
ikincil gömülerde ilk gömüye ait ölü hediyeleri ve iskeletler aynen
korunarak bir kenara itilmiş ve ikincil gömüler bu yeni kazanılan alana
gömülmüştür. Büyük bir ihtimallede bu birinci veikinci gömüler arasında
bir kan bağının olabileceği düşünülmektedir.
Küplerin
doğrultuları genellikle doğu-batı doğrultusunda , ağızları genellikle
doğuya bakar vaziyette gömülmüşlerdir. Bunun güneşin doğuşu ile ilgili
olarak gömülmüş ve yeniden ikinci bir yaşama kavuşma isteği olduğu
düşünülmektedir.
Bir takım mezarlar tüm bu genellemelere bir
istisna oluştururlar. Örneğin Kusura'daki mezarlarda küplerin ağzı
batıya bakmaktadır. Bu sapmanında güneşin doğuşu yönü ile ilgili
mevsimsel değişikliklerin yol açtığı düşünülmektedir.
Kadın
gömülerinde genellikle takılar , bilezik , gerdanlıklar bırakılmıştır.
Erkek gömülerde ise ok ucu ,mızrak ucu ve silahlar bırakılmıştır. Her
iki cinsde de ortak olarak Testi veya çanak çömlekler hemen ölünün baş
hizasına gelecek şekilde bırakılır. Bunların ölü gömme gelenekleri
açısından bir önemi olması gerekir. Bu kapların içinde sıvı veya katı
yiyeceklerin olması gerekir. Buda ölünün ikinci bir yaşamı ile ile
ilişkili olmalıdır. Mezarlarda çeşitli heykelcikler bulunmuş , bu
heykelcikler büyük bir olasılıkla bir tanrı gibi ölünün diğer yaşamında
ona yardımcı olması için konulmuş olabilir.
Pithos gömülerin tercih edilmesine karşın , ondan sonra Taş Sandık mezarlar önemli yer tutar.
Taş sandık mezarlar ; Karahöyük , Yatağan , Ahlatlıtepecik , Kusura , Dorak , Demircihöyük Sarıket , Iasos'da yer almaktadır.
E.T.Ç
bu tür mezar geleneğinin yaygınlaşmaya başladığı görülür. Hanaytepe'de
ise kerpiçten bir Taş Sandık mezar bulunmuştur. Burada Taş Sandık
mezarların amacı izole edilmiş küçük bir mekan hazırlamaktır olmalıdır.
E.T.Ç
'da basit toprak mezarlarda vardır. Küp ve Taş Sandık mezarların
yanında bu tip mezarlarada rastlanılmaktadır. Bu mezar tiplerinin
farklılaşmasının nedeni ölü gömme geleneği ile mi , yoksa sosyal
tabakalanmadan mı kaynaklandığı belli değildir. Basit toprak mezarların
çok iyi bir teknik özelliği olmadığı ve aceleci bir tarzda yapıldığı
için sadece bu tip mezarların daha alt tabakaya ait insanların gömü
tarzı olabileceğini söyleyebiliriz.
E.T.Ç I dönemine Kusara
mezarlığı tarihlenmiş , E.T.Ç II dönemine Yortan , Babaköy ,
Demircihöyük Sarıket, Ahlatlıtepecik , Harmanören mezarları
tarihlenmiştir.
Demircihöyük Sarıket'te belki bir ölü gömme
geleneği ile ilgili kurban töreni yapıldığı düşünülmektedir. Bu da
burada bulunan sığır iskeletlerinden kaynaklanarak.
Buradan başka Batı Anadolu'da ölü ritüelleri ile ilgili buluntu verecek başka bir yerleşme yeri yoktur.
Karadeniz bölgesinde Dündartepe , Tekeköy , Kaledoruğu , Horoztepe , Ãkiztepe ve Maşathöyükte E.T.Ç ait mezarlar kazılmıştır.
DÜNDARTEPE: Bir adet basit toprak mezar bulunmuştur.
TEKEKÖY
: Extarmural tarzda , 3.90 m. kalınlığındaki bir tabaka içinden bir
mezarlık alanı ele geçmiştir. 7 X 11 m. alanda toplam 17 mezar ortaya
çıkarılmıştır. Bu mezarların 16 adeti basit toprak mezardır.
Ölüler çoğunlukla sırt üstü olarak yatırılmıştır. Mezarlarda çocuklara ve yetişkinlere ait iskeletler bulunmuştur.
Ölü hediyesi olarak ; kase, fincan , bıçak ve kama bulunmuştur.
Hoker
tarzda yatırılan iskeletlerin, seyrek dokunmuş bir kumaş ile sarıldığı
tespit edilmiştir. Ölüler özel olarak hazırlanmış (sıkıştırılmış ) bir
zemin üzerine yatırılmıştır.
çiftli gömülerede rastlanılmaktadır.
KALEDORUĞU
: Extarmural türdedir. Tekeköy'e göre daha düzenli bir mezarlıktır.
Mezarlar çoğunlukla toprak içine yerleştirilmesine karşın 12 adet mezar
anakaya üzerine gömülmüş. Mezarlar kuzeybatı-güneydoğu yönünde ve hoker
tarzda gömülmüşlerdir.
HOROZTEPE : A , C , F açmalarında E.T.Ç
gömülerine rastlanılmıştır. Alacahöyük mezarlarına benzemesine karşın
tekniği hakkında pek fazla bilgimiz yoktur. Kemikler çoğunlukla ezilmiş
ve dağılmış durumdadır. C ve F açmalarında mezarların tahrip edildiği ve
eşyaların soyulduğu anlaşılmıştır.
Ölü hediyeleri arasında
çocuğunu emziren anne heykelciği ünik bir eserdir. Sistrum , güneş
kurslaarı , çift yüzlü baltalar , ok ve mızrak uçları , pişmiş toprak ve
özellikle tunçtan yapılmış kap kacak önemli eserlerdir. Bu eserlerin
mezara ezilip bükülerek özellikle koyulduğu tespit edilmiştir.
İKİZTEPE
: Samsun ilinin Bafra ilçesinin 7 km kuzeybatısında yer alır. Temelde
iki tepeden oluşur. Ãkiztepe I höyüğü kazı çalışmalarının yoğunlaştığı
höyüktür. Extramural bir mezarlık alanıdır. Kazılara B.Alkım başlamış
Ö.Bilgi devam etmektedir. 1987 yılına kadar 599 adet mezar bulunmuştur.
1974 yılı kazı raporlarında Önder Bilgi E.T.Ç III ait mezarların
extramural olduğunu söylüyordu ama son kazı raporlarında buranın
intramural bir mezarlık olduğunu ve yerleşmenin ise E.T.Ç I ile çağdaş
olduğunu iddaa etmiştir.
Mezarlar genelde kuzeybatı-güneydoğu
yada doğu-batı doğrultularında gömülmüşlerdir. Mezarlarda çok sayıda
tunç eserler ele geçmiştir. Tunçtan silahların ve süs eşyalarının ,
ölülerin yanına çok miktarda bırakılması bakımından oldukça önemlidir.
Tunç eserler arsenik-bakır alaşımı ile yapılmıştır.
MAŞATHÖYÜK: İç Anadolu ile Karadeniz bölgesi arasında önemli bir geçiş yolu üzerinde Tokat'ın Zile ilçesinde yer alır.
E.T.Ç
ait basit toprak ve küp mezarlar ortaya çıkarılmış. Ölüler hoker tarzda
gömülmüşler. Küp mezarların ağızları doğuya gelecek şekilde
yerleştirilmiştir. Ölülerin yanlarına herhangi bir silah dışında her
türlü süs eşyası bırakılmıştır.
Maşathöyük mezarları evlerin tabanları altında intramural olarak bulunmuştur.
KARADENİZ BÖLGESİ ÖLÜ GÖMME GELENEĞİ
Karadeniz
bölgesi , Ãkiztepe, Dündartepe ve Tekeköy yerleşmeleri İç Anadolu
bölgesindeki yerleşmelerdeki ölü gömme geleneklerinden çok önemli
farklılıklar gösterir.
Maşathöyük dışında çoğunlukla basit toprak
mezarlar kullanılmıştır. Tüm mezarlarda çoğunlukla hoker tarzı gömüler
yapılış ancak dorsal gömülerede rastlanılmaktadır.
İkiztepe , Tekeköy ve Horoztepe mezarlıkları yerleşim alanı dışında , diğerleri yerleşim alanı içinde gömülmüşlerdir.
Ölü gömme törenleri hakkında pek fazla bilgimiz yoktur.
GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ :
GEDİKLİ
KARAHÖYÜK: Gaziantep ilinin İslahiye ilçesinde yer alır. Kazısı 1964-72
yıllarında U.Bahadır Alkım tarafından yapılmıştır. Burada yerleşim
alanı içinde çeşitli türde gömülere rastlanılmış. Genelde basit toprak
mezarlar evlerin tabanları altına açılan çukurlara yerleştirilmiştir.
Ölülerin yanına (özellikle baş kısmına) kaplar bırakılmıştır.
Bir
başka mezar türüde Gedikli C sondajında elde edilen ,taştan inşaa
edilmiş oda mezarlardır. İrili ufaklı taşlar ,çamur harcı ile örülmüş
duvarlar ile yağılan odalardan oluşur. Giriş doğuya bakar , tabanlar
çakıl taşları ile döşenmiştir ve bunun üzerine gömü bırakılmıştır. Kase ,
çömlek , Fincan ve çanaklar önemli buluntuları arasında yer alır. Bu
oda mezarların bir kısmı dromoslu olarak yapılmıştır. Boyut olarak
oldukça büyüktürler (M1 3.90 /3.60 X 1.75 / 1.20 ile M4 1.50 X 3.00 m.
boyutlarında olup yükseklikleri 2.30 m. dir).
Gedikli C
sondajında ayrıca , inhumasyon türde mezarların yanında , kremasyon
türünde mezarlara rastlanılmıştır. Ölüler daha çok Urne'ler içinde ölünü
külleri konularak gömülmüş.
1971 yılına kadar burada 271 adet
kremasyon yapılmış çömlek bulunmuştur. Aynı alanda 2 adet krematoryum
(ölü yakma yeri) tespit edilmiştir. Gedikli bu kremasyon ölü gömme türü
ile ünik bir yerleşmedir.
Krematoryum'da ölüler yakıldıktan sonra
, kemikler bir beze sarılıp bağlanmış ve birer tunç iğne ile tutturulup
Urne'nin dibine düzenli olarak bezle yerleştirilmiştir. Bu bezlerin
üzerine Fincanlar , şişeler , konulmuş ve urnenin ağzı başka bir kap
parçası ile ters olarak kapatılmıştır.
Urne olarak kullanılan
kaplar daha çok yuvarlak , küre biçimli , günlük kullanılan kapların
özelliğindedir. Gövdelerinin altında veya yanlarında bir delik yer
almaktadır. Bu deliğin gömü geleneği ile ilgili olması gerekir.
Bu
mezarların yanında çukurlar içinde hayvan gömülerine rastlanılmıştır.
Bu çukurlara B. Alkım önce "kutsal hayvan mezarları " demiş , sonra
"Adak çukurları " olarak adlandırmış , en son incelemelerinde ise "
Kurban çukurları " adını vermiştir. Burada bulunan 5 çukurun içinde
hayvan iskeleti ile fincanlar , kilden insan va hayvan figürlerinden
oluşan toplu bulgular , mezarlarla ilişkilidir.
Mezarlar çoğunlukla mezarların tümü E.T.Ç III dönemine tarihlendirilmiştir.
TÃLMENHÖYÜK:
Gaziantep ili Ãslahiye ilçesindedir. Burda B.Alkım tarafından
1958-1972 yıllarında yapılan kazılarda 2 sandık 1 oda mezar(4.15 X 2.20)
bulunmuştur. Bu mezarlar yerleşim alanı içinde tespit edilmiştir.
Oda mezar hemen Tilmenhöyük sarayının altında ortaya çıkarılmıştır.
TELL
JUDEÃDEH ve TELL TAYÃNAT : E.T.Ç ait çoğunlukla basit toprak mezarlar
bulunmuştur. Tell Judeideh'de ayrıca küp mezar bulunmuştur.
OYLUMHÖYÜK:
Gaziantep'in 50 km güneyinde Kilis ilçesi sınırları içinde yer alır.
Kazısı Engin Özgen tarafından müze adına yapılmaktadır. Yapılan
kazılarda Kalkolitikten , Demir çağa kadar tabakalar saptanmıştır.
Tepenin kazılması için ilk dikkati çeken özelliği , köylülerin buradan
toprak çekerken , bir takım mezarların ortaya çıkması sonucunda burada
bir kurtarma kazısı yapılmıştır. Yapılan kazıda tepenin kuzeydoğu
eteğinde büyükçe bir oda mezar bulunmuş ve kazılar burada
yoğunlaştırılmıştır.
Oylumhöyük'te ayrıca E.T.Ç ait basit toprak mezarlar ve çocuk gömülerinin yapıldığı küp mezarlar bulunmuştur.
Basit
toprak mezarlarda hoker tarzda ölüler gömülmüş ve ölülerin etrafına
çeşitli formlarda kaplar bırakılmıştır. Tunçtan elbise iğneleri , toka ,
bilezik , yüzükler konulmuştur.
Oylumhöyük daha çok extramural bir mezarlık alanı olarak görülmektedir.
Küp
mezarlar genel olarak doğu-batı yönlü olarak yerleştirilmiş , ağız
kısmı doğuya bakmaktadır. Küplerin etrafı ya koruma yada belirleme
amacıyla etrafı taşlar ile çevrelenmiştir.
Oda mezarlarda birden
fazla gömü yapılmış ve birçok kere bu mezarlar kullanılmıştır. Tahrip
edilen oda mezarların birinde yaklaşık olarak 120 adet kap bulunmuştur.
Suriye tipi kapların , sivri dipli kadehler , meyvelikler bulunmuştur.
Bütün
mezarlarda ölülerin yanında mutlaka yanına kap konulmuş. Buda Ölü gömme
geleneğinde ziyafeti vurgulayan bir töreni vurgulamaktadır.
KARGAMIÞ:
Suriye-Türkiye sınırına yakın bir yerleşmedir. Burada bulunan 21 adet
küp mezar önceleri Kalkolitik olarak değerlendirilmiştir ama daha sonra
yapılan araştırmalar ışığında bu mezarların E.T.Ç ölü gömme gelenekleri
ile ilintili olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca yerleşim alanı içinde Taş
sandık mezarlara rastlanılmıştır.
PULUR(SAKYOL): Elazığ-Malatya bölgesinde yer alır. Kazısı H.Z. Koşay tarafından 1968-71 yıllarında yapılmıştır.
Burada küp ve basit toprak mezarlar intramural şekilde yapıların tabanları altında bulunmuş.
HALÃL ÃBRAHÃM ÞAH : Yapıların içinde basit toprak ve küp mezarlar bulunmuştur.
PAÃNÃK ÖRENÃ: Küp mezarlar yapıların tabanları altında tespit edilmiştir.
NORÞUNTEPE: E.T.Ç katlarında yapıların içinde basit toprak mezarlar bulunmuştur.
ARSLANTEPE: Yerleşim alanı içinde geniş çukurlarda tekli yada ikili hoker tarzı gömülere rastlanılmıştır.
TEPECÃK : Yerleşim alanı içinde ınhumasyon türde sandık mezarlar bulunmuştur.
HASSEKHÖYÜK: Daha çok yerleşim alanı dışında , E.T.Ç tarihlenen küp ve sandık mezarlar bulunmuştur.
GRÃTÃLLE: Yerleşim alanı alanı içinde ,Basit toprak ve sandık mezarlar ortaya çıkarılmıştır.
LÃDARHÖYÜK: Ãntramural türde sandık mezar ortaya çıkarılmıştır.
SUYATAÃI:
Þemsiyetepe yakınında , keban gölünün sularının çekildiği bir sırada
rastlantı eseri bazı mezarlar ortaya çıkmıştır. M.Darga'nın burada
yaptığı araştırmalarda sandık mezarlar tespit edilmiş ve mezarların
içinde ETR kapları bulunmuştur.
KÖÞKERBABA: Malatya ilindedir.
E.T.Ç ait ıntramural tarzda bir adet büyük bir pithos mezar bulunmuştur.
Pithosun ağzı büyük bir sal taşı ile kapatılmıştır.
Bu höyükte E.T.Ç ait bir tapınakta yer almaktadır.
TÃTRÃÞHÖYÜK: Yerleşim alanı içinde sandık mezarlar bulunmuştur. E.T.Ç ait ve O.T.Ç ait oda mezarlarda bulunmuştur.
GÃRNEVAZ:
Kazısı H.Erkanal tarafından yapılmıştır. E.T.Ç ait extramural bir
mezarlık alanı bulunmuştur. Genelde inhumasyon türde taş ve sandık
mezarlar yer almaktadır. Mezarların içinde çok miktarda ç.ç. ve süs
eşyaları bulunmuştur. Burada kapların içinde tahıllar ele geçmiştir.
DOÃU ANADOLU O.T.Ç ÖLÜ GÖMME GELENEÃÃ
SUTAY:
Ahlatın kuzeydoğusunda yer alır. Burada O.T.Ç ve G.T.Ç mezarlar ortaya
çıkarılmıştır. Burası 3 ayrı tepeden oluşur. Batıdaki tepe O.T.Ç
,doğudaki tepe G.T.Ç ve güneydeki tepe E.T.Ç'ye tarihlenir.
SULUÇAM:
Doğu Beyazıt'da Nurettin köyü yakınlarında yer alır. Bu mezarlar
konglemera şeklindeki toprağa oyularak yapılmıştır. Kuyu şeklinde açılan
dromosdan ,oval bir kapı odası ile ana oda açılmıştır. Odalarda bir
yada iki ölü konulmuş , II.bin boyalı kapları ve silah konulmuş
dromosunun önü düzenli taşlar ile çevrilmiş ve dromosun önünde büyük baş
hayvanlara ait kemikler bulunmuş. Dromosun kapısı düzgün plaka taş ile
kapatılmıştır.
MALAZGÃRT-NURETTÃN KÖYÜ: Burda 3 adet yüksek
kurgan tespit edilmiştir. Özellikle birinde köylüler kaçak kazı
yapmışlar ve içinde boyalı kaplar bulunmuş.
SULUÇAM: Kurgan türü oda mezarlar bulunmuş. Burada da 2.bin boyalı ç.ç ele geçmiştir.
O.T.Ç
mezarlarının çoğu inhumasyon türdedir. Ama yakarak gömü geleneğide
artmaktadır. Yakarak gömünün görüldüğü yerler; Demircihöyük Sarıket ,
Troia , Beşikkoy , Karahöyük , Ilıca , Osmankayası , Bağlarbaşı
kayasında ve Acemhöyük'te (çok sayıda 2.bine tarihlenen küp mezar
bulunmuş) rastlanılmıştır.
Bu dönemde en çok extramural tarzda
küp mezarlara rastlanılmaktadır. Basit toprak mezarlar ise yine yaygın
bir biçimde kullanım görmektedir.
E.T.Ç ÖLÜ GÖMME GELENEKLERÃ
Tunç
çağ mezarlarının Kalkolitik mezarlara göre sayıca çok arttığı
gözlenmektedir. 78 adet E.T.Ç ait mezarlık alanı ortaya çıkarılmış.
Bunun nedeni E.T.Ç ait yapılan kazıların , Kalkolitik dönem kazılarına
göre daha fazla olması olabilir.
E.T.Ç çoğunlukla intramural gömüler vardır. 44 adet intramural mezarlık alanına karşın 34 adet extramural mezarlık alanı vardır.
E.T.Ç
dikkati çeken bir başka özellikte iki yer dışında % 90 oranda
ınhumasyon türde ölü gömme şekli kullanımıştır. Bu iki yerde ise (Troia ,
Gedikli ) yakarak gömme görülmüştür.
Küp mezarlar : Mezar
tiplarinde ise Anadolu'da E.T.Ç halkının çoğunlukla küpleri tercih
ettiğini anlamaktayız. Cesetler bu dönemde pithoslara gömülmüştür , bu
da daha kalıcı ve orda yaşayan halkın barınma özelliklerine bağlı ,
nitelikli olarak pithoslara gömüldüğü düşünülmektedir. Ölü hediyeleri
arasında günlük kapların yanı sıra ,özel törenler için kaplarda
konulmuş. Cesetler küp içine hoker tarzda yerleştirilmiş ve ölü hediyesi
bırakılmış. Küplerin genelde ağız'ı doğuya gelecek şekilde dipleri ise
batıta bakar şekilde toprak içerisine hafif yatık biçimde
gömülmüşlerdir. Küplerin ağzı plaka veya daha küçük taşlar ile
kapatılmıştır. Bunun amacı mezar soygunlarını önlemek ve ölülerin
içeriden çıkıp dünyaya dönmesini engellemek düşüncesi ile konulmuş
olabilir. Küpler içinde özellikle bir kısmında ,birden fazla ölü
gömülmesi, küplerin yerinin önüne konulan ve yüzeyden görülebilecek taş
veya bir toprak yığını ile yerinin belirlendiği düşünülmektedir. Bazen
bir pithos'da 6 adet iskelete bile rastlanılmıştır.
Oda mezarlar :
Küp mezarlar yanında sandık mezarlarda kullanılmıştır. 30 ayrı merkezde
sandık mezar geleneğine rastlanılmıştır. genel olarak Taş sandık
mezarlar plaka taşlardan yapılmış ve üzeri düz sal taşları ile
kapatılmıştır. Taş sandık mezarların benzerlerine bazen kerpiçten
yapılmış şekliyle rastlanılmıştır. Taş sandık mezarlara genelde tek gömü
yapılmıştır ancak ikili veya üçlü gömülerede rastlanılmaktadır.
Oda
mezarlar genelde yaygın olmasada 9 ayrı merkezde tespit edilmiştir.
Taştan örülen duvarların üstü ahşap ile örtülmüştür. En önemli olanı
Alacahöyük'tür. Ölü gömme törenleri ile ilişkili olarak Alacahöyük Oda
mezarları bize çok iyi bilgi vermektedir. Alacahöyük'te ölü gömme
geleneği il ilgili bir tören düzenlendiği ve bıurada bir kurban törenin
yapıldığı anlaşılmaktadır. Kurban edilen hayvanın eti dışarıda yenilmiş
ve kalan kafatasları ve sırt kemikleri belli bir düzende mezara
yerleştirilmiştir.
Ölü gömme geleneğinde , yemek ile ilgili
Girnevaz'da da ele geçen kapların içindeki yemek atıklarından yola
çıkılarak burada da bir ölü yemeğinden söz edilmektedir. Burada da
kurban töreninden sonra bir takım yiyeceklerin mezara bırakıldığı
anlaşılmaktadır.
Gedikli'de bulunan mezarlarda ve çevresinde
E.T.Ç ölü gömme geleneği konusunda ,Alacahöyükten sonra en önemli bilgi
edindiğimiz merkezlerden birisidir. Gedikli'de hem kremasyon , hem
inhumasyon mezarların yanında bir takım çukurlar ve bu çukurların içinde
hayvan iskeletleri , fincan türünde kaplar ve pişmiş toprak figürinler
ve eşyalardan oluşan bir buluntu grubu ortaya çıkarılmış. Bu çukurlardan
Gedikli'de 5 adet tespit edilmiştir. Kazıcısı B. Alkım bunları kutsal
hayvan mezarları veya adak çukurları olarak adlandırmış ama daha sonra
bunların Dini Tören Çukurları olduğu anlaşılmıştır. Kurban hayvanları
ayakları bağlanmış vaziyette , kafası kesilmiş tam bir vaziyette
bulunmuş , yanına ters kapatılmış fincanlar konulmuş. Figürinler ve
kaplar burada oldukça düzgün bir vaziyette ölü törenini gösterecek
vaziyette bulunmuştur. Fincanların dışında bulunan kaplar kaba
yapımlıdır. Çukurlarda düzenli ele geçen eserlerin buluntu şekli ,
olasılıkla Alacahöyük mezarlarında gördüğümüz ölü yemeği olayını temsil
etmiş olmalıdır. Buda Anadolu'da ölü yemeğinin nedenli önemli olduğunu
ortaya koymaktadır. Gedikli dışında bu tür buluntu çukurlarına ,
Karadeniz'in kuzeyinde kalan alanlarda rastlanmıştır. Andranova ve Yamna
kültürlerinde yeraltı ve ölüm kültü ile ilişkili ritüellerin olduğu
bilinmekte. Rusya'da yer alan Kuibyshev'de Sezzhee mezarlığında , hayvan
kemikleri ,çömlekler , küçük heykelcikler , deniz kabukları buradaki
kutsal hayvan çukurlarında ele geçmiştir.
Chelyabinsk'te Sintashta mezarlığında kurban edilmiş hayvanlara ait iskeletler bulunmuş. Bunlar çoğunlukla at iskeletleridir.
Odessa
yakınında Usatavo mezarlığında kurganların çevresinde kurban çukurları
tespit edilmiştir. Kurban çukurlarının içinde koyun kemiklerinin
yanısıra kaplar ve figürinler bir kısmı dağınık olarak bulunmuştur.
Gruntovsky
II mezarlığında 2 adet kurban çukuru tespit edilmiş. Bu çukurlarda
çeşitli kaplar ve 4 adet kil figürin bulunmuş. Ayrıca burda çok miktarda
insan kemikleride bulunmuş.
Tripolye-Cucuteni kültür topluluğuna ait mezar topluluklarında da bu tür gömü topluluklarına rastlanılmaktadır.
Nedeia'da
ise küçük kurban çukurları saptanmıştır. Bu kurban çukurları
Tripolye-Cucuteni B1 evresine tarihlenmiş. Ayrıca burda içi içe geçmiş
çömlekler ve ağzı bir başka çanak ile kapatılmış kaplar bulunmuş.
Nedeia'nın yayınını János Makkay yapmıştır.
Basit toprak
mezarlar: 78 mezar içinde 33 basit toprak mezar vardır. Bunu salt bir
fakir bir gömü tarzı olarak görmemek gerekir. Bu tür mezarlarda ölülerin
yanında çok zengin çok zengin eserler bulunmuştur(Ãkiztepe , Horoztepe
).
Basit toprak mezarlarda genelde hoker tarzının benimsenmesine karşın ,Ãkiztepe'de dorsal şeklinde gömü tarzı kullanılmıştır.
E.T.Ç
ölü gömme törenleri hakkında daha sonraki dönemlere ait olan Hitit
metinlerinden daha detaylı olarak ip uçları vermektedir. Hitit
dönemindeki bazı textlerde , ölü için yapılan bir takım kurban
törenlerinden bahsedilmektedir. Bir metinde ekmeklerin bir altar
üzerinde pişirildiği ve koyun kurban edildiği anlatılmaktadır. Birbaşka
metinde fırında kurban edilip pişirilen kurbandan bahsedilmektedir.
Boğazköy'den çıkartılan bir Hurrice metinde Salaşu ritüelinde bir kurban
çukuruna bağlı bir dinsel anlatım söz konusudur. Ayrıca tanrı Nerik'i
sakinleştirmek için kurban törenlerine ait kurban çukurlarından
bahsedilmektedir. Hattuşa'daki bir ritüel tasvirinde 9 adet kurban
çukurundan bahsedilmektedir. Kuş , Koyun , ekmek , küçük heykelcikler
bırakıldığı anlatılmıştır. Bir başka metinde Katapa şeklinde söylenen
bir kült yerinde kral ve kraliçenin yaşamını sürdürmesi için bir çukur
açıldığı anlatılmış.
Malli ritüelinde 3 erkek 2 kadın figürini ,
kaplar , hayvan figürleri , 2 küçük kapak , 3 küçük kap , çukurun içine
bırakıldığı anlatılmış. Ãnsan betimlemeleri , kötü tılsımlı kişileri
temsil ediyormuş. Bir kadın yüzeyini sıvayarak düzleştirmiş ve hayvan
buraya kurban edilmiş. Mantalliya törenlerinde öldürülen insanların
ruhlarını yatıştıran küçük heykelciklerin yapılmasını anlatan bir
anlatım söz konusu.
Hitit metinlerinde kötülüklerden korunmak bereket yada ölüler için çeşitli kurbanların yapıldığı kültler söz konusu.
ORTA ve GEÇ TUNÇ ÇAÃDA ÖLÜ GÖMME GELENEKLERÃ
Bu
dönemde ölü gömme geleneği E.T.Ç'dan büyük bir farklılık göstermez.
Yaygın mezar türleri yine basit toprak , taş sandık ve küp mezarlardır.
TROÃA
: Bu dönemde Troia'da aşağı şehirde O.T.Ç ait bir mezarlık alanı
bulunmuştur. Bu mezarlık W.Dörpfeld tarafından ilk olarak tespit edilmiş
ve Troia VIh evresine tarihlendirilmiştir. Mezarlıkta yapılan kazılarda
bir krematoryum tespit edilmiştir.
BEÞÃKKOYU: 12 ve 13 yy
tarihlenen toplam 100 mezar ortaya çıkarılmış. Bu mezarların çoğu küp
mezardır. Ayrıca 2 yuvarlak taş sandık mezar ve bir taş sandık mezarda
bulunmuştur. Burda doğu mezarı olarak adlandırılan bir mezar , megaron
tipli bina şeklinde yapılmış ve bu mezarın hemen girişine büyükçe bir
pithos içinde mezar gömüsünün yapıldığı tespit edilmiştir. Odanın içinde
ise kremasyon gömüler ortaya çıkarılmış.
DEMİRCİHÖYÜK SARIKET:
Burda küp mezar , taş sandık mezar ve basit toprak mezarlar tespit
edilmiştir. Mezarlık hemen hemen E.T.Ç mezarlığının üstünde tespit
edilmiş ve yüzeye çok yakın olduğu için tahrip olmuştur.
KARATAŞ SEMAHÖYÜK: Burada da O.T.Ç bazı mezarlar bulunmuştur.
BABADAĞI : Karataş Semahöyüğün hemen kuzeybatısında yer alır. Burada inhumasyon türde küp mezarlar ele geçmiştir.
PANAZTEPE:
Burada I ve II nolu mezarlık alanında Tolos , Pithos , taş sandık ,
çömlek ve kompozit mezarlara rastlanılmıştır. Çoğunlukla hoker tarzda
gömülmüşler ve bazı mezarlarda yarıyarıya yakılmış insan kemiklerine
rastlanılmıştır. Ölü hediyesi olarak miken kaplar , tunç silahlar ve
takılar ele geçmiştir.
Tolos mezar: Çoğunlukla dromoslu olarak
yapılır. Oda mezar türünde inşaa edilmelerine karşın mezarın üzeri kubbe
şeklinde bir planla kapatılmıştır. Bunlar Ampul , Basit daire , daire
şeklindedir.
KÜLTEPE : Basit toprak , pithos ve sandık mezarlar
bulunmuş. Ãntramural bir gömü tarzına sahiptir. Çok sayıda ölü hediyesi
olarak kaplar bulunmuştur. Kültepe'de küp mezar uygulaması bu dönemde ,
E.T.Ç 'da olduğu gibi O.T.Ç'da kullanıldığını gösterir. Belkide bu en
kolay malzemenin burada bulunmasından kaynaklanmaktadır.
Taş Sandık mezar yapma geleneği Ãç Anadolu'da Ilıca ve Gordion'da görülmüştür
Orta
Tunç Çağda Küp mezarların olduğu yerler : Alacahöyük , Karahöyük ,
Acemhöyük , Gordion , Boğazköy , Ferzant/Büten (Alacahöyük yakınında) ,
Uluçayır (Eskişehir) , Kazankaya , Köşkerbaba (Malatya'da yer alır
burada O.T.Ç ait tek bir küp mezar tespit edilmiş. Ağzı bir çanak
parçası ile kapatılmıştır. Hamuru açık kahverengidir , kahverengi astar ,
mavi ve kırmızı ile bezenmiştir.
Orta Tunç Çağda basit toprak
mezarların görüldüğü yerler: Alişar , Kazankaya , Alacahöyük , Gordion ,
Ilıca , Osmankayası , Karaoğlan , Polatlı , Boğazköy , Gedikli ,
Tilmenhöyük , Kazane(Þanlıurfa) ve Girnevaz'da görülür.
Orta
Tunç Çağda Oda mezarlar: Anadolu'da bu dönemde çok az sayıda
rastlanılmıştır. Daha çok Ãç ve Doğu Anadolu bölgesinde görülmüştür. Bu
mezarlara O.T.Ç 'da ;Gavurkale(Ankara yakınında) , Tünp (Yazılıhöyüğü
,Gaziantep'in 25 km güneydoğusunda)
DEMİRÇAĞ'DA ANADOLU'DA ÖLÜ GÖMME GELENEKLERİ
Anadolu'da
Demir çağın başlangıcı m.ö 1190 yıllında gerçekleşen Deniz Kavimleri
Olayı ile başlatılmaktadır. Bu dönemde (m.ö 1200-900) Anadolu'da
karanlık bir dönem yaşanmaktadır. Artık bu dönem ile Anadolu'da bir
Miken kültürü etkisinden söz edilebilir. Ancak Orta Anadolu'da bir
kültür kopukluğu ve yerleşmelerin azalması söz konusudur
Doğu
Anadolu'da Erken Demir Çağ'da herhangi bir yazılı belge ele geçmemesine
karşın burada Oda , Taş sandık ve Kuyu mezar türünde , ınhumasyon yada
kremasyon türde gömülerin yapıldığı tespit edilmiştir. Bu dönemde Doğu
Anadolu'da Extramural bir gömü tarzı yaygındır. Mezarların çoğunluğu
toprak altına inşaa edilen oda , kuyu ,taş sandık türündedir. Basit
toprak mezarlara bu dönemde Doğu Anadolu'da hiç rastlanmamıştır. Demir
Çağ'da bu bölgede sadece Ãran'da yer alan Dinkhatepe ve Geoytepe'de
rastlanılmıştır.
Erken Demir Çağ'a ait Doğu Anadolu'da şu merkezlerde mezarlar tespit edilmiştir;
Dilkaya(Höyüğün 200 m kuzeyindeki bir alanda)
Karagündüz
Kertenkelekayalığı(Doğu Beyazıt)
Ernis-Evditepe
Alacahan
Gavurkale
Budak
Konakbey
Ağaçlı
Alnıak(Çavuştepe yakınında)
Oda
mezarlar: Çoğunlukla tek odalı olarak toprağın altına inşaa
edilmişlerdir. 1985 yılında Dilkaya mezzarlık alanında , kuyu şeklinde
bir girişi olan dromoslu bir oda mezar bulunmuştur. Mezar odası tamamen
taştan yapılmıştır. Mezarın içinde bir adet hoker tarzda iskelet ve bol
miktarda çanak çömlek bulunmuştur. Oda mezarların ölçüleri 4 X 1.5 ile 1
X 2 m. arasında değişmektedir. Çatısı ise sözde kemer tekniği denilen
taşların her seferinde birkez daha içeri çekilmesi sistemi ile mezarın
üstü kapatılmıştır. Çok azda olsada bazı yerlerde çatının enlemesine
veya uzunlamasına yerleştirilen sal taşları ile örtüldüğü mezarlarda
saptanmıştır.
Bu tür mezarlara Ur , Nippur , Mari , Kiş , Til
Barsip , Tell Ahmar ve Ugarit'te kerpiçten yapılan benzerlerine Geç Tunç
Çağına ait katlarda rastlanılmıştır. Kültepe Kaniş Karumunda bu tür
mezarlara taş temel üzerine kerpiçten yapılmış benzerlerine
rastlanmıştır. Ayrıca Luristan'da da sözde kemerli ve dromoslu girişi
olan mezarlara rastlanılmıştır.
Dilkaya'da 1986 yılında bulunan
oda mezar ise biraz daha küçüktür. Bu mezarın üzerinin sal taşları ile
kapatıldığı saptanmıştır. Ele geçn buluntular Erken Demir çağa
tarihlendirilmiş çanak çömlektir.
Karagündüz yakınlarında Erçek
gölünün kuzeydoğusunda 1992 yılında yapılan kazılarda 10 adet oda
mezarlar bulunmuştur. Bu mezarların yakınında da kurgan mezarların
varlığı tespit edilmiştir. K1 ve K2 mezarları ilk kazılan mezarlardır.
K1 mezarı daha büyüktür ve burada 30' a yakın iskelet kapı tarafına
doğru yığılmış bir vaziyette ele geçmiştir. Ayrıca bu mezarda bir adet
niş bulunmuştur. Tamamiyle taştan , sözde kemer tekniği ile kuyu
şeklinde dromoslu girişi yapılmıştır.
Genelde Dromoslar her zaman
dar kenara yapılır. Dromoslar hiçbir zaman duvarın ortasına yapılmaz
daima bir kenara daha yakın olarak yapılır.
Bulunan süs eşyaları
ve aletlerin demirden yapıldığı tespit edilmiştir. Azda olsa tunçtan
yapılmış eserlere de rastlanılmıştır. Ölü hediyesi olan kapların içinde
kavurma sunulduğu tespit edilmiştir.
Karagündüz mezarları 10 yy tarihlendirilmektedir.
Gavurkale'de 5 adet mezar kazılmıştır.
Konakbeyi I nolu mezarda doğu batı doğrultusundadır ve bir adet nişe sahiptir. II nolu mezar daha büyük boyludur.
Kuyu
mezarlar: Kuyu şeklinde oval olarak taştan inşaa edilmiş , yukarıdan
girişi olan mezarlardır. Giyimli-Çavuştepe yakınında Anzak'ta ,
Ağaçlı'da ve Alnıak'ta bu tip mezarlara rastlanılmıştır.
Kremasyon
gömüler: Erken Demir Çağda kremasyon gömülerede rastlanılmaktadır.
Dilkaya'da bir duvar ile çevrili özel olarak hazırlanmış bir alanda iki
adet taş sandık mezar içinde kremasyon türde çocuk mezarları tespit
edilmiştir.
Ernis Evditepe II ve V nolu mezarlarda 100 kadar kremasyon türde mezarlara rastlanılmıştır.
Karagündüz V ve VIII nolu mezarlarda kremasyon izleri tespit edilmiştir.
Türkiye-Ermenistan
sınırında yer alan Ani'de taş sandık mezar türünde mezarlar bulunmuş ,
ama herhangi bir iskelet izine rastlanılmamış. Burada bulunan yanmış
kaplardan kaynaklanarak burada bir kremasyon gömü geleneğinin
uygulandığı düşünülmektedir.
Ölü Gömme Törenleri
Dilkaya'da
kutsal bir alan yaratılmıştır. Taş sandık üç mezarın yer aldığı ve
tabanı sal taşalrı ile döşeli bir alandır. Burasının üzerinin açık
olduğu ve cesetlrin kokmaması için burada yakıldığı düşünülmektedir.
Mezarların hemen yanında kerpiçten bir ocak bulunmuştur. Burada bir ölü
yemeği olayının gerçekleştiği düşünülmektedir. Karagündüz'de de
mezarların yanında ocak bulunması ölü gömme geleneği ile ilintilidir. Bu
tür mezarlara Geoytepe , Hasanlu ve Dinkhatepe'de rastlanılmaktadır.
Bu taş sandık mezarların Dilkaya'da oda mezarlardan daha önce yapıldıkları tespit edilmiştir.
Doğu Anadolu'da Orta ve Geç Demir Çağda ölü gömme geleneği
Doğu
Anadolu bölgesinde bu dönemde Urartu egemenliği hakimdir. Üçtepe'de
(Diyarbakır) bu döneme ait olan yeni Assur katında basit toprak bir
mezar bulunmuştur.
Bu dönemde yaygın olarak ınhumasyon ve
kremasyon gömüler kullanılmıştır. Mezar türleri açısından basit toprak
mezarlar , Taş sandık , küp ve özellikle oda mezarlar yaygındır. Oda
mezarlar iki tür olarak 1- Anakayaya yapılan 2-Taştan yerin altına inşaa
edilenler.
Taş sandık , oda ve küp mezarlarda genellikle bu
dönemde kremasyon türde gömülere rastlanılmıştır. Inhumasyon türdeki
basit toprak mezarların Doğu Anadolu için çok sayıda olmadığını
biliyoruz. Bu tür mezarların hemen hemen hepsinde ölüler hoker tarzda
yatırılmış ve çeşitli kaplar konulmuştur. Gömü eğer kadın ise çeşitli
süs eşyaları konulmuştur.
Bu dönemin genel özelliği olarak daha
çok extramural tarzda bir ölü gömme geleneği benimsenmiştir. Ama nadir
da olsa VanKalesi höyükte olduğu gibi intramural gömü tarzınada
rastlanılmaktadır. Bu dönemde mezarlar daha çok kayaların içine oyulan
herkezin görebileceği , anıtsal nitelikli mezarlardır.
Taştan inşaa edilen mezarlarda izalosyon'a son derece önem verilmiştir.
Giyimli: Burada basit toprak ,hoker tarzda bir gömü bulunmuştur.
Dilkaya:
Dilkaya mezarlık alanında 10 adet Orta Demir Çağ'a ait basit toprak
mezarlar ele geçmiştir. Erken Demir Çağ'da ise oda ve sandık mezarların
burada kullanıldığı tespit edilmiştir.
Ayanis: Ayanis kalesinin
batısında 2 adet basit toprak hoker tarzda biri kadın olan gömü
bulunmuştur. Kafalarının yanında çeşitli kaplar bulunmuştur.
Liç:
Van gölünün kıyısındaki Patnos yakınında büyük bir mezarlık alanıdır.
Burada yer alan 3 nolu alanda basit toprak mezarlar ele geçmiştir.
Ãskeletlerin yanında bir tabak , kaplar ve bele sarılmış vaziyette bir
Urartu kemeri bulunmuştur.
Bu dönemde Taş sandık mezarlar fazla değildir. Dilkaya'da çift gömünün yer aldığı bir taş sandık mezar ortaya çıkarılmıştır.
Bu dönemde yaygın olarak oda mezarlar kullanılmaktadır.
Taştan
inşaa edilen oda mezarlar: Bu mezarlar herzaman toprağın altına inşaa
edilirler ve genelikle kuyu şeklinde bir girişi olan dromos ile mezar
odasına ulaşılır. Çoğunlukla tek odalı inşaa edilmişlerdir.
Taş sandık mezarlar:
Tanıktepe:
Doğu Beyazıt yakınlarında yer alır. Burada bulunan mezar odasında
uçları kapalı bazı girişler bulunmuş ve bunların başka odalara açıldığı
düşünülmektedir.
Erciş: Van gölünün kuzeydoğusundadır. Kuyu
şeklinde girişi olan , dromoslu , taştan yapılmış oda mezardır.
Dromosunda bir hava deliği mevcuttur. Urartu döneminde daha çok iç
odanın hava alabilmesi için dromos boyunca bir delik bırakılmıştır.
Liç:
I nolu mezarı taştan yapılmış oda mezardır. Kuyu şeklinde girişi ve
dromosu vardır. Mezar odasının içinde nişler bulunmuştur. Tüm Urartu
mezarlarında görülen bir özellikl olarak aynı mezara hem kremasyon hemde
ınhumasyon türde gömü yapılması burada da görülür.
Altıntepe:
Erzincan yakınlarında bir Urartu yerleşim alanıdır. Burda taştan sözde
kemer tekniğinde inşaa edilmiş 3 adet oda mezar bulunmuştur. 2 nolu
mezar tek odalı olmasına karşın diğer mezarlar çok odalıdır. Mezarların
tümünde nişler bulunmuştur ve nişlerin içinde kremasyona ait urneler
bulunmuştur. 3 nolu mezarın dromos kısmı bulunamamıştır.
Küp mezarlar:
Bu
dönemde küp mezarlar son derece az kullanım görmüştür. Daha çok Demir
Çağın geç dönemlerinde kullanım görmüştür, erken Demir çağda hiç
kullanım görmemiştir. Küp mezarlar daha çok kremasyonlarda tercih
edilmiştir. Küplerin ağızı ya bir kap parçası ile yada başka bir küp ile
kapatılmıştır.
Van Kalesi höyüğünde ıntramural tarzda bir adet küp mezar ele geçmiştir.
Değirmentepe'de iç içe geçirilmiş 3 adet küpün içine yatırılmış bir küp mezar ve başka küp mezarlar bulunmuştur.
Erzurum Çat civarında Suçatında küp mezarlara rastlanılmıştır.
Norşuntepe'de bazı küp mezarlara rastlanılmıştır.
Van civarında Adilcevaz yakınında Harmantepe mezarlığında küp mezarlar bulunmuştur.
Anakaya Oyulan Oda mezarlar:
Tek
veya çok odalı olarak inşaa edilmişlerdir. Bu tür mezarlarda amaç
mezarı gizlemek ve herkese kutsal bir mekan göstermek amacı ile
yapılmışlardır. Çoğunlukla kayaların en güzel görünen noktalarına
anıtsal bir nitelikle kayanın oyulması ile yapılmışlardır. Bu özellik
tamamiyle Urartu sanatı ile özdeşleştirilmiştir. Oda mezarlarda ölüler
daha çok yapılan sekiler üzerine konulmuşlardır yada pişmiş toprak ,
taştan veya bronzdan lahitler üzerine inhumasyan türde konulmuşlardır.
Mirek(Ermişler) mezarlığı: Van Gölünün kuzeyindedir.
Alyar: Van gölünün kuzeyinde Patnos yakınlarındadır. Buradaki mezarlarda seki ve nişler tespit edilmiştir.
Elazığ - Malatya bölgesinde yer alan Hacıselli ve Kürdemlik'te bu tip mezarlar tespit edilmiştir.
Tanrıvermiş
I mezarlığında olasılıkla ölü yerleştirildiği bir tekne var ve isklet
iki kişiye aittir. Tanrıvetmiş II ve III nolu mezarlarda ölünün
yerleştirldiği bazı sekiler tespit edilmiş.
Adilcevaz HI mezarı
toprağın altındaki ana kayaya oyularak yapılmıştır. Kuyu şeklinde
dromosu vardır. Dromos'a merdiven şeklinde yapılmış giriş ile
girilmektedir. Mezar odasındaki nişlerin birinde urne ele geçmiştir.
Burada ayrıca ınhumasyon türde gömülerede rastlanılmıştır.
Dedeli
II mezarlığı: Van gölünün kuzeyinde Patnso yakınlarında yer alır. Kuyu
şeklinde merdivenli bir girişi vardır. Mezar odası kemerli şekilde
tamamen kayaya oyulmuştur.
Yukarıgöçmez: Yerin altına ana kayaya
oyulmuş bir mezardır. Dromoslu ve sözde kemer tekniğinde yapılmıştır.
Burada tamamiyle mezarı gizleme unsuru vardır.
Kalecik: Van kalesi yakınındadır. Oda mezar içinde pişmiş topraktan lahit parçaları bulunmuştur.
Mazgirt: Kayaya çok odalı olarak inşaa edilmişlerdir. Dromosu yoktur.
Marifet köyü Keşiş mağarası: Erzurum yakınlarındadır. Dromossuz olarak inşaa edilmişlerdir.
Palu: Elazığ yakınlarında Palu kalesi kayalıklarında yer alır. Burada üç odası olan bir mezarlar grubu yer alır.
Kadembastı: Van-Edremit yakınında yer alır. Kabaca yapılmış iki odalı bir mezardır.
Umudumtepe:
Erzurum yakınında bir Urartu kalesi üstündedir. Ãki odalı olarak inşaa
edilmişlerdir. Mezarlar adeta kutsal bir alan gibi pencereler ile
aydınlatılmıştır.
Doğu Beyazıt mezarı: Ağrı yakınlarındadır. Mezarın giriş kapısında iki adet kabartma tanrı figürünü yer alır.
Van
Kalesinde ana kayaya oyulan mezarlar daha çok tapınak şeklinde inşaa
edilmiştir. Mezarın doğu odalarında basamaklı girişi var. Çok odalı
şekilde inşaa edilen Van kalesideki mezarlar simetriktir. Tüm odalar
büyükçe bir salona bakar. Bu açık alanda belkide rahipler tören yapıyor
olmalı idi. Bu alanda sekiler var ve anakayaya oyulmuş çıkmalar var. Bu
özellikler Assur etkisini yansıtmaktadır.
Van kalesinde Kurucular
ve Neft kuyu mezarlarında iki yan oda bir arka oda yer alır. Bu
mezarlar kemerli olarak inşaa edilmişlerdir. Neft kuyu mezarında bir
adet platform yer alır. Kurucular mezarında girişin tam karşısında oda
görülmektedir. Bu odada ölünün konduğu platform görülüyor.
Küçük Horhor kayalığında ana odanın çevresinde bazı odalar topluluğu yer alır.
Kremasyon yapılan mezarlar:
Kremasyon
Urartu'da oldukça yaygın olarak kullanılan bir gelenektir daha çok halk
tarafından kullanım görmüştür. Taş sandık ve oda mezarlarda urneler
içine konularak kremasyon türde gömü yapılmıştır.
En belli başlı kremasyon mezarlık alanı bu dönemde Iğdır mezarlığıdır. Burada yoğun şekilde kremasyon örneklere rastlanılmıştır.
Dilkaya
mezarlık alanında Urartu dönemine ait bol miktarda kremasyon gömülere
rastlanılmıştır. Urnelerin üzerine genellikle delikler yapılmıştır.
Ölünün urnenin içine sığmayan kişisel eşyası (kemer gibi) hemen urnenin
yanına bırakılmıştır.
Liç'te taşla çevresi çevrilmiş küp mezarlar içinde kremasyona ait izler tespit edilmiştir.
Van
kalesinde yer alan büyük kaya mezarlarda bir platformdan merdivenlerle
ulaşılabilen bir odanın içinde 3 yüzünde yer alan nişlere oyularak
yapılmış ve günümüze korunarak gelebimiş çok miktarda urne tespit
edilmiştir.
Þirinli kale mezarı: Erzurum yakınında Van kalesine benzer bir biçimde nişler içine yerleştirilmiş urneler bulunmuştur.
Büyük
Horhor (Argişti) mezarı: Beş yan odadan oluşan duvarı teker teker
oyulmuş nişler içine koyulmuş urneler yer alır. Burada ayrıca ınhumasyon
türde gömülerde tespit edilmiştir.
Çelikli: Ãki odasında kremasyon bir odasında ise ınhumasyon gömü uygulanmıştır.
Palu kalesindeki mezarda kremasyon amaçlı nişler tespit edilmiştir.
Atabindi:
Erzurum yakınlarında en büyük kremasyon amaçlı mezarlık alanıdır.
Kemerli nişler tavanın üst kısmına ulaşılması güç bir yere
yapılmışlardır.
Urartu'da Ölü Gömme Geleneği
Önce ölü bir
araba içinde , tören ile mezarlık alanına getirilir. Ölü yakılacaksa
mezarlığın hemen yakınında odun+tezek ile yakılır. Yakıldıktan sonra bir
sıvı ile söndürülüp , kalan kemikler toplanır. Uzun kemikler taşlar ile
kırılarak urnenin içine yerleştirilir. Urnenin ağzı bir başka kap ile
kapatılır.
Innumasyon gömü tarzında ise ölü çeşitli törenlerden sonra mezara konulur.
libasyon
daha çok şarap , su , bira ve kan ile yapılmaktadır. Kurban olayında
ölü gömülmeden önce , ölü ve tanrılar için kurban töreni düzenlenir.
Kurban kanı libasyon yapılır. Eti ise ölü yemeği ile sunulur. Ölü yemeği
olayı Urartu döneminde oldukça önem kazanmış bir hadisedir. Özellikle
Orta Demir Çağda oldukça lüksleşmiş bir gelenek halini almıştır.
Özellikle oda mezarlarda ölüler üzerinde masa ve sandalyelerin
oluşturduğu sehpa üzerine yemekler ve içecekler konuluyor. Mobilya
parçaları ve kaplar bunu destekliyor.
ÖlünüN getirilmesine
ilişkin Toprakkalede bir mühür ele geçiyor , önünde hayvan başı ve
önünde ,arkasında insanlar yer alan sahneler var.
Greko-Pers sanatında görülen arabalı ölü törenleri sahneleri birer örnek oluştururlar.
Köseresul I ve II kabartmaları
Elyaf stelleri
Adda stelleri de Urartu ölü gömme törenine birer örnek teşkil eder. Buralarda Ölü lahdi taşıyan arabalı sahneler betimlenmiştir.
Urartu'da Toprakkale mühürleri üzerinde rastlanan sahnelerde önemlidir.
Altıntepe'de in-situ vaziyette lahitlerin yanında sehpalar bulunmuş.
Küp mezarlar daha çok Urartu'da 7 yy ikinci yarısında kullanılmıştır.
KUMTEPE:
Troia
antik kentinin kurulduğu Hisarlık tepenin 5 km kuzeyinde yer alır. 1934
yılında ilk kez kazılmış. 1989 yılında tekrar yeniden çalışmalara
başlanmıştır. 1934 yılı çalışmalarında 4 iskelet bulunmuştur. Bu
iskeletler daha çok Kumtepe I. Kültür katına ait olduğu düşünülmüştür. 4
iskeletin 3'ü basit toprak mezar şeklindedir. 1. iskelet hoker
tarzındadır ve ölü hediyesi bulunmuştur, 2. iskelet tahrip olmuş, 3.
iskelet sırt üstü yatırılarak gömülmüş, 4. iskelet anakaya üzerine
açılan bir oyuğa gömülmüştür.
HANAYTEPE:
Hisarlık tepenin
güneydoğusunda yer alır. 1857 yılında Heinrich Schliemann başkanlığında
F.Calvert tarafından kazısı yapılmış. 1878-79 yıllarında çalışılmış III.
yapı katında tespit edilen bu yerleşmede , evlerin tabanları altında
anakaya üzerinde gömülere rastlanmış. Intramural bir mezarlıktır. Hoker
tarzda hem yetişkin hem çocuk mezarlar vardır. Y adı verilen iki tane
kerpiç sandık mezar çıkarılmış, biri bebek biri çocuğa aittir. Üstü
kerpiç bloklarla örtülmüştür.
DORAK MEZARLIĞI:
Apollon
(Ulubat) gölünün kıyısında yer alır. J.Mellaart'ın bir tren yolculuğu
sırasında bir köylü kızın kolunda gördüğü bileziğin E.T.Ç ürünü olduğunu
farketmiştir. Köylü kızdan aldığı bilgilerde bu bileziğin Ulubat gölü
kıyısında bir mezardan bulduğunu öğrenmiştir . Burda E.T.Ç II dönemine
ait iki taş sandık mezar bulunmuş. 3.10 X 2.00 ile 1.80 X 0.83 m
boyutlarında iki mezardır. Büyük olanında iki gömü , küçük olanında tek
gömü yer alır. Her iki mezarın üstü plaka taşlarla örtülmüştür. Büyük
mezarda iki iskelet biri diğerinin sırtına bakar vaziyettedir. Bunların
biri kadın diğeri erkektir. Ãki iskelet bir hasır üzerine
yatırılmıştır.
Bu mezarların buluna çeşitli zengin süs eşyalarından kaynaklanarak yerel bir kral ve kraliçeye ait olduğu düşünülmüş.
Ölü Gömme Gelenekleri ve Mezar Çeşitleri
Önceki Yazı
Roma Taş Ocaklarından Taş Çıkarma İşlemleri
Sonraki Yazı
Definede Ok İşareti Ne Anlama Gelir ?
0 Yorumlar: